150 yıl yaşanabilir

Bize ne öğrettiler? Balı arılar yapar. Hatta en güzel domatesleri de arılar yapıyormuş. Nasıl mı? Bodrum'daki sera sahipleri, domates fidelerinin üstüne polen püskürtüyor. Sonra da o naylon çadırların içine arıları salıveriyorlar. Arılar sanki bal yapar gibi domates fidelerini döllüyorlar. Biliyorum "O domatesin tadı nasıl?" diyeceksiniz? Sulhi Kaptan ile bu domatesleri test eden Asım Kaptan ve eşi Sibel Hanım'ın raporuna göre muhteşem! Benim gibi domates tutkunları için şunları eklediler: "Şeftali yer gibi bu domateslerden bir kasa yersin." Kanserle savaşan biri olarak bana hep ne yiyip içtiğimi sorarlar. Sadece kanseri değil, her hastalığı yenmenin tek yolu modern tıbba sarılmak ve doktorun her dediğini yapmak. Kanseri yenmek için yüksek moralle yaşamdan keyif almak ve hayata tutunmak... Benim hayat felsefem: Ben sevgiye, özgürlüğe âşığım. Hayallerimi asla ertelemem. İşte bu nedenledir ki tekneme atlayıp, fırtınalı havalarda Gökova'ya doğru yelken açıyorum. Benim için en iyi tedavi metodu hastalığı beyinde yenmek. Konuyu domatesten açtık, nereye getirdik. Oysa size sağlıklı yaşamak için neler yenir, neler içilir gibi konulardan söz edecektim. Lütfen bu yazacaklarımı bir yere not edin. Bunlar, bilim adamlarının bana not ettirdikleri, gün görmüş yaşlıların tavsiyeleri. Bunlar benim şu dokuz yıllık kanser savaşımda ilaçların yanı sıra kendi üzerimde denediğim beslenme metodu. Hasta insanların en büyük desteği, yol göstericisi modern tıptır. Yani bilimdir. Ama alternatif tıp, hayatın gerçeği. Aslında bunun adı destekleyici ya da tamamlayıcı tıp. Türkiye'nin en seçkin profesörleriyle (Başta Bülent Berkarda ve Erkan Topuz hocalarla) konuşurken insan ömrünün 150 yıl olduğunu söylediler. "Peki biz niye 150 yıl yaşamıyoruz?" diye sordum. Cevap: "Tütün, şeker, tuz ve deterjan keşfedilmeseydi insanın ömrü 150 yıl olurdu." (Tabaklarda kalan deterjan en büyük kanserojen. Tabaklarınızı sirkeli suyla yıkayın. Salatalarınızı da sirkeli suyla yıkayın.) Elbette stres ve mutsuzluk ömür törpüsü. "Hayatı uzatmak, sağlıklı beslenmek için ne içelim, ne yiyelim?" derseniz işte tavsiyeler.
İçecek: Su (günde üç litre), tuzsuz peynir suyu ve yoğurt suyu. Günde bir bardak kırmızı şarap. Poşet çay kullanmayın, demleyin.
Meyve: Muz, havuç, kivi, ananas ya da suları. Kutu meyve sularını içmeyin.
Kuruyemiş: Her gün acı badem (beş tane), kabuğu soyulmamış ceviz ve fındık, siyah üzüm, siyah dut, yaban mersini meyvesi (kırmızı olanı) ve kayısı yiyin.
Sebze: Turp, tere, kereviz ve kereviz sapı.
Kahvaltılık: Çiçek balı, harnup balı (Keçi boynuzu pekmezi), siyah dut pekmezi, keçi peyniri, evde yapılmış yoğurt. Yumurtanın beyazı (sarısı üç günde bir). Mutlaka sızma zeytinyağıyla sirkeyi (bir buçuk kaşık) karıştırıp üzerine kekik atılıp yenilecek. Mutlaka esmer ekmek ve bilhassa kabuğu.
Yemek: Özellikle balık. Balık çorbasını ise haftada iki gün için. (Tarifi: 300 gr. somon balığını haşlayıp, didikleyin. İçine iki avuç soğan bir avuç sarımsak, kereviz veya yaprağı, bol miktarda maydanoz, havuç ve dört çorba kaşığı zerdeçal. Pişirin ve esmer un, yumurta ve limonla terbiye edin.)
Ayrıca;
- Üç günde bir; yarım kilo ıspanak, iki kırmızı turp, iki havuç, bir demet maydanozu meyve sıkacağından geçirip yeşil suyunu içiniz.
- İki avuç domates suyu, yarım limon, bir tutam kereviz yaprağı, bir tutam tarhun, bir tatlı kaşığı karabiber, az kaya tuzu, üç avuç buz (mikserden geçir) ve sekiz saat içinde bitirin.
- Bir demet rezene, bir tutam nane, bir dilim ince zencefil, üç sert yeşil elmayı meyve sıkacağından geçirip, yemeklerden 15 dakika önce bir çay bardağı için.
- Yemeklerde sadece zeytinyağı kullanın. Tuz olarak ise kaya tuzu elinizin altında olsun.
MESAJ: Kanser konusunda umudun umudu olduğum için yazıp, çizip, konuşuyorum. Bunları yaparken de büyük acı çekiyorum. Bu bilinsin isterim.