17 dakika vardı teslim oldular!
Cüneyt TÜRKMEN-Fulya UGAN/SABAH İNTERNET
Turkcell Süper Lig'de dün akşam oynanan dev derbide Fenerbahçe, ezeli rakibi Beşiktaş'ı İnönü Stadı'nda 2-1 yenerek şampiyonluk yolunda çok önemli bir engeli daha geçerken siyah-beyazlı ekip ise ağır bir yara aldı. Maçla ilgili yazar yorumları şöyle;
KAZIM KANAT: 17 DAKİKA VARDI TESLİM OLDULAR
(SABAH)
Büyük derbinin özetinin özeti şudur: Beşiktaş sadece üç puan kaybetmedi, şampiyonluğu kaybetti. F.Bahçe üç puan kazanmadı, şampiyonluğun kapısını sonuna kadar araladı. Derbinin üç noktası çok önemliydi:
A-Zico'nun maç planlaması mükemmeldi. F.Bahçe, müthiş savunma yaptı. Kenarları kullanarak hücuma çıktı. İkinci yarıda farkı korumak yerine fark için savunmayı riske etti. Şentürk'ü alma kararı cesurcaydı.
B-Sağlam'ın ilk 45'teki planlaması hatalarla doluydu. Kötü savunma organizasyonu yapıldı. Hücuma üç oyuncu ile çıkarak (Holosko, Nobre ve Özkan) F.Bahçe'nin tuzağına düştü. Özellikle Üzülmez'in bölgesinin çöküşünü seyretti. İkinci 45'te ise Sağlam, Üzülmez'i oyundan alıp doğru yaptı. Ama yine de dengesiz hücum ve dengesiz savunmaya önlem almayarak yenilginin bir numaralı sorumlusu oldu.
C-Hakem Yıldırım'ın faul yorumları tek kelime ile felaket. MercimekKazım mücadelesindeki pozisyon, Kazım'ın lehine penaltı. Hakem Kazım'a faul verdi. Kazım'ın topu voleybolcu gibi tokatlaması da penaltıydı. (Yardımcı hakem Ulusoy ise gözünün önünde taca çıkan topa devam demesi ise felaketti!)
... Uzatmayla birlikte 17 dakika varken maçı ve şampiyonluğu bıraktı. F.Bahçe de Chelsea maçını düşünerek maçı bıraktı. Yoksa!..
GÜRCAN BİLGİÇ: ALEX'İN TAKIMI (SABAH)
Fenerbahçe, tüm önemli maçlardaki özelliğini hemen devreye sokarak, daha ilk dakikada İnönü çimenlerinde, "Burada iyi olan benim" mesajını verdi. Hem rakibine, hem de tribünlere bunu öyle bir hissettirdi ki, Beşiktaş'ta ne sahasında oynamanın avantajı kaldı, ne de galibiyetten başka skorun tatmin edemeyeceği anlayış farkı.
... Semih, Alex'e ikramını yaptı, kaptan da gerekeni..
Gökhan Gönül, Maldonado, Edu ve Volkan Demirel'in maçın Fenerbahçe adına önemli isimleri olduğunu da belirtmeliyiz.
Teknik direktör Zico takımının kalitesine inanıyor ve bunun sonuçlarını da elde ediyor. Chelsea maçı öncesinde, dünkü Kezman'ı izledikten sonra, Semih'e kulübede yer gösterirken bir kez daha düşünmeli.
AHMET ÇAKAR: PENALTI KAYNADI (SABAH)
Fenerbahçe, şampiyonluk yarışında en önemli engellerden birini aştı. Üstelik Beşiktaş gibi bir rakibi İnönü'de yenerek. Fenerbahçe hak etti mi? Anasının ak sütü kadar. Çok iddialı olacak ama Beşiktaş'ın gol dışında neredeyse çok önemli bir pozisyonu bile yok. 90 dakika maç neredeyse Fenerbahçe'nin kontrolünde geçti...
Maç boyu kötü oynayan Beşiktaş yenilmeyebilirdi. Eğer hakem Yunus Yıldırım hakemlik yapsaydı. Çünkü son dakikalardaki bir hava topu mücadelesinde Colin Kazım ceza alanında bariz şekilde elle oynadı. Çok açık bir penaltıydı. Ama Yunus Yıldırım görmedi.
Aslında dün gece hakem yönetimini hiç beğenmedik. Verdiği kartların yarısı yanlış. Ama yukarıda da belirttiğimiz gibi maça tesir eden en büyük hatası vermediği açık penaltı.
ÖMER ÜRÜNDÜL: F.BAHÇE ZİCO'YA RAĞMEN KAZANDI (SABAH)
F.Bahçe çok önemli derbide Zico'nun çok büyük hatasına rağmen maçı kazanmayı bildi...
... Zico hiçbir şey yapmayan Kezman'ı sahada tutmaya devam ederken Uğur sakatlanınca Semih'i alıp tam bir harakiri yaptı. Halbuki o dakikada Kezman'ı da çıkartıp Semih ile birlikte Selçuk veya Ali Bilgin'den birini sahaya sürmesi gerekiyordu. Bu yanlışı değerlendiren Beşiktaş beraberliği sağladı. Ardından yaptıkları atak girişimi gol kokmaya başladı.
İşte bu olumsuz ortamda Alex-Semih işbirliğiyle başlayan bir atakta Semih'in mükemmel asistiyle F.Bahçe skor avantajı yakaladı. O anda da Zico nihayet uyanıp Kezman'ı çıkarınca Semih'in de başarılı nokta santrfor icraatlarıyla oyuna hakim olup geride sıkıntı yaşamadan başka pozisyonlar bularak maçı bitirdi. Maç eksikliğine rağmen böyle bir derbide sorumluluk alan Maldonado futbol bilgisiyle ve basit oyunuyla takımına katkı sağladı.
LEVENT TÜZEMEN: KALİTE FARKI (SABAH)
Oyunun bu kadar çok durduğu bir derbi izlemedim. Kağıt üzerindeki favori Fenerbahçe derbiyi kazanarak Beşiktaş'ı yarıştan uzaklaştırdı. Maç öncesi iki teknik adamın yorumunda Zico, "Kazanmaya gidiyoruz" derken, Ertuğrul Sağlam da "Kaybetsek dahi yarıştan kopmayız" açıklamasını yapmıştı.
Sağlam'ın bu olumsuz açıklaması takımına da yansıdı ve ilk yarı sahada pozisyon üretemeyen, ayağa iki pas yapamayan, acemiler mangası gibi bir Beşiktaş vardı...
SELÇUK YULA: HAKLI GALİBİYET (FOTOMAÇ)
Fenerbahçe bu galibiyeti kesinlikle hak eden taraf oldu. İstediği zaman tempoyu yükseltti, istediği zaman Chelsea maçını düşünerek tempoyu indirdi, istediği zaman da golü bulan taraf oldu. Beşiktaş'ın 3 puana daha çok ihtiyacı vardı. O yüzden de hepimiz siyah-beyazlıların oyuna daha hızlı ve istekli başlayacağını zannediyorduk.
Planda aksayan tek taraf, ikinci golün bulunamaması oldu. Fenerbahçe golden sonra kabuğuna çekildi. Beşiktaş'ın üstüne gelmesini bekledi. Top Beşiktaş'ın ayağında daha fazla dolaştığı anlarda gene pozisyonlar bulan Fenerbahçe oldu ama ikinci gol gelmedi. İlk 45 dakika böyle bitti.
Neticede Fenerbahçe, Beşiktaş'ın şampiyonluk umutlarını başka bahara atarken, Chelsea için de büyük moral depoladı. Bir de şuna dikkat: Alex kornerleri atamıyor, çünkü polislerden yer yok. Alex kornerleri atamıyor, çünkü her gitiğinde kafasına bir şeyler yiyor. Ne yapmak isteniyor, anlamıyorum. Bu çocuk birkaç gün sonra ülkemiz için çok büyük bir sınava çıkacak. Sahada sakatlanmadı da saha dışında mı sakatlansın! Hiç mi düşünülmüyor?
İLKER ATEŞ: KAPASİTE BU! (FOTOMAÇ)
İlk golü atanın kazanmaya yakın olacağını söylemiştik. Aynen öyle oldu. Fenerbahçe golü beklediğinden de erken bulunca Beşiktaş'ın ilk yarıda kafası karıştı. Koskoca 45 dakika adeta bozuk para gibi harcandı. Delgado'nun uzaktan attığı bir şut dışında Beşiktaş, Fenerbahçe kalesini yoklamayı bile başaramadı.
Beşiktaş asıl çöküntüyü sol kanadında yaşadı. Tello ve İbrahim bu kulvarda Fenerbahçe'nin Gökhan ve Kazım'la gelen atakları karşısısında perişan oldu. Zaten Alex'le gelen ilk gol bir sağ taraf bindirmesinin sonucuydu. Beşiktaş'ın savunma kapasitesi bu kadar. Yine bir yan topta herkes seyredince Rüştü topu ağlarında gördü. Baki bir felaket. Böyle bir oyuncunun Beşiktaş'ta oynaması herhalde bir yönetim fiyaskosu olmalı. Ne kafa topu alabildi, ne doğru dürüst top kullanabildi.
İki haftada altı puan kaybeden bir takımın artık şampiyonluğu mucizelere kaldı. Ligin boyu kısaldığına göre bu mucizenin gerçekleşmesi çok zor. Fenerbahçe profesyonelce oyundan vakit çalarak Beşiktaş'ın tüm umutlarını söndürdü. Şampiyonluk başka bahara.
TURGAY DEMİR: BEKLENEN UYKU! (FOTOMAÇ)
Fenerbahçe'nin, Chelsea maçını da düşünerek gücünü ekonomik kullanacağı ve ilk 20 dakikada bir gol bulmaya çalışacağı belliydi. Aynen de öyle oldu. Ne var ki herkesin bildiğini Beşiktaşlı oyuncular da, teknik adamlar da pek önemsemediler. Beşiktaş gerekirse Toraman ve Cisse'ye çift ön libero oynatıp, Fenerbahçe'nin planlarını suya düşürmeliydi. Bunu yapmadılar.
Aradığı golü Alex'le bulan Fenerbahçe için artık zaman çalmak ilk hedef olmuştu. Yere yatan sedye görmeden kalkmazken, taç atışları merasimle kullanıldı. Volkan da aynı şekilde her aut atışını törene çevirdi. Hakem Yunus Yıldırım'ın buna karşılık yaptığı tek şey seyretmekti. Tüm bunların yanı sıra asıl zaman hırsızı ise Alex'ti. Sahaya konfeti atılsa yere yattı, korner atışlarında tek kelimeyle tiyatro oynadı. Evet bunlar belki profesyonellikti ve galibiyete giden her yol mübahtı birilerine göre.
Sonuç olarak Fenerbahçe kendi planını uyguladı ve şampiyonluk yolunda altın değerinde üç puan aldı. Beşiktaş ise sağır sultanın bildiği Fenerbahçe taktiğine karşı hiçbir tedbir alamamanın bedelini bana göre şampiyonluk yarışına veda ederek ödemiş oldu.
NECATİ BİLGİÇ: ÜÇ YILDIRIM (FOTOMAÇ)
Fenerbahçe ile Beşiktaş'ın İnönü Stadı'ndaki yılın en önemli derbisinde geceye imzasını vuran üç Yıldırım vardı. Birincisi Fenerbahçe takımının bu kadar güçlü olmasında payı olan başkan Aziz Yıldırım, ikincisi maça getirdiği kızıyla uğur yaparak galip geleceğini sanan Beşiktaş Başkanı Yıldırım Demirören, 3.'sü de Kartal'ı berabere getirmek için elinden geleni arkasına koymayan Baki'ye kırmızı kartını çıkarmayan, penaltıları es geçen maçı bu yılın rekor uzatmasıyla 98 dakika oynatan güya FIFA kokartlı hakem Yunus Yıldırım.
İlk yarının bu şekilde biteceği sanılırken dün özellikle ilk yarıda Beşiktaş'ın sol kanadını dağıtan Kazım'ı Baki'nin yaka paça indirmesinde aleyhine çalınan faule herkes şoke oldu.
KORKUT GÖZE: İKİ RUHLU! (HÜRRİYET)
Olacak iş mi, bir derbi böyle mi oynanır...! Ve kenar yönetim İnönü'de bir derbiyi böyle mi yönetir...
1.70 boyundaki Alex girip kafayı vuruyor, 1.90'lık Gökhan Zan ile Baki Mercimek sanki birer seyirci. Colin Kazım, sağ kulvarı bir otoban gibi kullanıyor. Arkadan gelen Gökhan Gönül deparları ile İbrahim Üzülmez-Tello ikilisini silindir gibi eziyor. Ortalar, şutlar gırla gidiyor. En ufak bir önlem gelmiyor kenardan...
Orta saha yolgeçen hanı! F.Bahçe bu geniş alanda şov yapıyor. Top gezdiriyor, oyun kuruyor. Gönlünce dolaşıyor!
Bir Allah'ın kulu çıkıp da F.Bahçe'nin bu alandaki egemenliğine isyan etmiyor.
Bir derbi böyle mi oynanır. Bir derbi böyle mi yönetilir!
Devre arasında İsmail Er sordu... Beşiktaş'ın en iyisi kim?
Parmağımla işaret edeceğim tek adam bulamadım. Bir derbi böylesine duygusuz oynanır mı... Tribünlerin yırtınması, bağırması ve coşkusu da boşuna. Sistemsiz-plansız bir takım ne yapabilir. Silahlarını nasıl ateşler!
Her neyse, bazen iyi oyun da kazanmak için yeterli olmuyor.
Eğer Alex gibi bir adamın yoksa, hüsran her zaman kapını çalabilir!
ERMAN TOROĞLU: FENERBAHÇE BİR ADIM ÖNDE (HÜRRİYET)
Sarı lacivertlilerin bir avantajı da takımda oynayan oyuncuların yerlerinde fazla değişiklik olmaması. Beşiktaş'ı düşünün, geri dörtlüsüne bakın, her maçta değişik çorba gibiler. İbrahim Toraman, sağbek oynadı, çift santrhaf oynadı, ön libero oynadı. Dönüyorsunuz Baki, geri dörtlünün her yerinde oynadı. Bu kadar çok adamın oynadığı yerde eğer takımı teknik adam olarak standart hale getirememişsen baş sorumlu sensin. Sarı lacivertlilerin Şampiyonlar Ligi'nde oynaması, psikolojik olarak ve fiziksel olarak diğer takımların üzerinde etkili oluyor. Alex, yine takımının her şeyi. Hem oynuyor, hem oynatıyor.
Bu maçtan sonra klasik bir laf var ya; Artık önümüze bakalım diye. Fenerbahçe, önüne bakacak da Beşiktaş nereye bakacak bilemiyorum.
CAN BARTU: ALEX FARKI (HÜRRİYET)
Fenerbahçe ilk yarı çok iyi mücadele etti. Çabuk ve süratli oynadılar, istediklerini yaptılar. Alex, akıl dolu bir gol attı, takımını öne geçirdi. Bu golde Beşiktaş defansının büyük hatası var. Gökhan, Cisse ve Baki gibi üç uzun adamın arasından Alex kafayı vurdu, Rüştü'yü avladı. Şampiyonluğa oynayan bir takım böyle gol yerse sonucu hüsran olur.
Beşiktaş, mutlak kazanmak zorundaydı. Olmadı ve lider F.Bahçe'nin 5 puan gerisine düştü. Üst üste iki yenilgi aldılar. Moral olarak çöktüler. F.Bahçe'yi devirselerdi, avantajlı konuma geçebilirlerdi. Son dakikalarda Ali Bilgin ile F.Bahçe o kadar net pozisyon buldu ki, o topun kaleye girmemesi mucize. Bomboş kaleye golü atamadı.
Böyle bir futbolcu F.Bahçe'de forma giyiyor. Olacak iş değil. Fenerbahçe, seyirci baskısından etkilenmiyor. Tecrübeli oyuncuları var. Kötü oynasalar bile sahada rahat hareket edebiliyorlar. Sarı lacivertliler, iyi oynadığı zaman bu ligin iki gömlek üzerinde bir takım. Özellikle de süratli ve çabuk oynadığında.
Dün gecenin kahramanı tartışmasız Alex'ti. Attığı iki golle büyük bir zaferi getirdi takımına. Onun dışında da F.Bahçe'de ön plana çıkan başka futbolcu yoktu.
RIDVAN DİLMEN: FENER HAK ETTİ (MİLLİYET)
Dakika 3. Fenerbahçe'nin Beşiktaş'tan daha oturaklı bir ekip olduğu, daha iyi oyunculardan kurulu bir takım olduğu hemen ortaya çıktı. En önemlisi de sistemine sadık, pozisyon almasını daha iyi bilen bir takım görüntüsü veriyordu.
Beşiktaş, 1-1'i yakaladıktan sonra kazanabilirim ümidini yaşarken, kontrolü bilmediği için kontra yedi. Semih, Gökhan Zan ile bire bir kaldığında Nobre'nin Alex'i düşürmesine avantaj uygulayan Yunus Yıldırım golü getirdi. Zaten çok formda ve istekli olan Alex yerden kalkarak pozisyonu takip etti ve Fenerbahçe'yi yine öne geçirdi.
Oyunun devamında demoralize olan Beşiktaş takımını, Fenerbahçe ayağa paslarla daha fazla demoralize etmeye çalıştı. Baktığımız zaman sabaha kadar oynansa Fenerbahçe'nin en azından kaybetmeyeceği gözüküyordu.
Sonuçta birbirine çok alışık, derbilerde ve Avrupa'da sistemiyle doğru işler yapan Fenerbahçe takımı, stres altındaki Beşiktaş'ı hak ederek yendi.
Hakem Yunus Yıldırım müthiş güzel bir maç yönetti.
Mustafa denizli: Hatırlarda kalacak... (milliyet)
Bir hafta önce Beşiktaş puan farkıyla ligin lideriydi. Oynanan 2 maçtan sonra ise liderin 5 puan gerisinde...
Bu kadar kritik haftaların yaşandığı ligde Beşiktaş lideri yenip, liderliği yakalama şansı varken, enteresandır oyunda düşünülen tempoyu, baskıyı 45 dakika ortaya koyamadı. Gol pozisyonu fazla olmayan maçta oyunun kaderini kritik top kayıpları belirledi.
İlk yarıda yardımcı hakemin verdiği çok kritik bir karar vardı. Kazım, Fenerbahçe'yi atağa çıkarıyor, ama muhtemelen topu taç çizgisinin dışından alıyor. Bu top kesilip, Beşiktaş atağına dönüşüyor. Topla son oynayan Delgado. İstediği pası yapabilse belki Beşiktaş öne geçecek, ama top kaybı Fenerbahçe kontratağına dönüşüyor. Tekrar Kazım'la buluşan top Fenerbahçe'nin golünü getiriyor.
Bu sadece maçı değil, belki şampiyonluğu da kaybettiren bir atak oldu. Esasında derbi için mükemmel bir ortam vardı. Bütün şartlar futbol için müsaitti. Oyun içinde sevimsiz hareketler olsa da hatırlarda kalabilecek bir derbi oldu. Bu derbi hatırlarda kalacak, ama Beşiktaş'ın şampiyonluğu kaybettiği bir maç olarak...
Yayın tarihi: 30 Mart 2008, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/30//haber,561CA589A2BE47E5A363D533C3653AAC.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.