Sivil toplum örgütleri
"Herkes bir adım geri atsın" çağrısı yaparken, AK Parti kapatmaya karşı Anayasa değişikliği konusunda geri adım atmama kararlılığında.
Anayasa değişikliğine ilişkin mini paketi de en geç gelecek hafta Meclis'e sunacak.
Parti içinden gelen
"Mini paket yerine daha geniş kapsamlı Anayasa değişikliği yapalım" önerilerine de yönetim kademesi kapalı. Gerekçeleri de şöyle:
"130 maddelik Anayasa değişikliğini Meclis'ten süratle geçirmek kolay değil. Her maddesi için saatler süren müzakere ve oylama gerekir. Kapatma davası Anayasa değişikliğinden önce biter..." Bu nedenle bir an önce mini Anayasa paketini getirip sorunu bitirmeyi hedefliyorlar. Pakette parti kapatmayı engellemek için getirmek istedikleri model de belli.
Venedik İlkeleri Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nde (AİHS) atıf yapılan; kapatma davasını açan Yargıtay Başsavcısı
Yalçınkaya'nın iddianamesinde de yer alan Venedik İlkeleri.
AİHS'nin de kabul ettiği Venedik İlkeleri'ne göre bir siyasi parti
"ırkçılığı, terörü, yabancı düşmanlığını, şiddeti, şiddet çağrısını teşvik etmesi veya hoşgörüsüzlüğe dayanması" halinde kapatılabiliyor.
Ancak,
"Anayasa ile güvence altına alınmış hak ve özgürlükleri ortadan kaydırmak amacıyla şiddete yönelen veya teşvik eden, politik araç olarak kullanan partiler hakkında kapatma davası" açılabiliyor. Bunun ötesinde kapatma söz konusu olamıyor.
CHP'nin tümüne, MHP'nin ise yöntemi ve usulüne karşı çıktığı mini paket Meclis'ten geçebilir mi? Hele ki sivil toplum örgütlerinin de
"Mini paket olmasın, kapsamlı bir Anayasa değişikliği gerçekleşsin" çağrısı yaptığı bir dönemde...
"Son meydan savaşı..." Partinin etkin isminin yanıtı net:
"Sivil toplumun akıl vermesi kolay. Bize '24 saat bekleyin, ağrısı geçer'
diyorlar. Hâkimler devletine doğru gidildiğini görmüyorlar. Bu bir meydan savaşı; demokrasi ile karşıtlarının savaşı. Son savaş; sonuna kadar gideceğiz. Referandumu da göze alıp mini paketi çıkaracağız." Bu konuda
"geri adım" atmama veya önerilen
"parti kapanmasın, kapanmaya yol açanlar siyasi yasaklı olsun" formüllerine de kesinlikle kapalılar.
Hatta biraz da sitem dolular:
"12 Mart muhtırasını alkışlayanların, o gün demokrasinin yanında yer almayanların sonrasında başına geleni herkes hatırlasın..." Başta da söylediğimiz gibi parti içinden aykırı sesler geliyor olsa da AK Parti yönetiminin bu konudaki sloganı da seçimde kullandığından farklı değil:
"Durmak yok yola devam..." Bu kez her şeyi göze alarak...
Baykal: Konuşmadık Bundan dolayı gerilimi yatıştırmak için solüsyon üretmek gittikçe zorlaşıyor. Nitekim, Cumhurbaşkanı
Gül' le görüşmeye gitmeden önce CHP lideri
Baykal da
"İç politika konuşmam" diyerek bu yöndeki arayışların tarafı olmayacağını belirtip kapılarını kapatmıştı.
Gül'le görüşmesi sonrası sohbetimizde de Baykal,
"İç politikaya girmedik; siyasi gerilim, mini Anayasa paketi, sivil toplumun çağrısını konuşmadık. Sadece dış politika, uluslararası ilişkiler, güvenlik, terör ve nevruzu konuştuk" dedi.
Baykal, gerilimin tarafı olmadıkları için çözümün de kendilerinde aranmaması gerektiğini söyledi.
Ankara'da dün itibarıyla tablo böyleydi.
Yayın tarihi: 28 Mart 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/28//sarikaya.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.