Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın kapatma kararı AK Parti'yi daha güçlü bir hale getirdi mi?
Aktarıldığına göre, Başbakan
Erdoğan dün partisinin basına kapalı toplantısında
"dava bizi güçlendirdi" demiş.
Hatta 22 Temmuz seçimleri öncesi emuhtıra örneğini de verip,
"O gün de aynı tarzda şeyler yaptılar; biz bundan da güçlenerek çıkarız" demiş.
Daha çok teskin edici üslup sergilemiş, milletvekillerini demeç vermeme konusunda uyarmış.
Erdoğan'ın yaklaşımı dün grup başlamadan önce AK Parti'nin akil milletvekillerinde de hakimdi.
Ayrıca
"dava oylarımızı 20 puan artırdı" iddiasında bulunsalar da davanın ne şekilde seyredeceğini kestirmekte zorlanıyorlardı.
MHP önerisine soğuk Bundan dolayı, siyasi partilerin kapatılmasının zorlaştırılmasına ilişkin MHP'nin önerisi yerine kapsamlı bir Anayasa değişikliği düşünüyorlardı.
Nitekim, partinin ikinci adamı
Dengir Mir Mehmet Fırat da sorumuz üzerine, MHP'nin önerisine sıcak bakmadığını söyledi.
"Eğer bir düzenleme yapılacaksa istisnaları olmadan yapılmalı; MHP'nin önerisinde istisnalar var (teröre destek)" deyip ekledi:
"Bakarsınız Anayasa paketini devreye sokar, değişiklikleri toptan gerçekleştiririz..." Görüldüğü gibi partide dün öğleden sonrasına hakim bir görüş yoktu.
Nitekim izlenecek yol haritasını belirlemek için de dün hukukçular komisyonu oluşturuldu.
Seçim de olmaz Ancak, partinin akil isimlerinin ağırlıklı görüşü, sadece parti kapatmayı düzenleyen değişikliğin doğru olmayacağı...
Gerekçeleri de
"Kendilerini kurtarmak için düzenleme yaptılar" şeklinde algılamanın önüne geçmek.
Erken genel seçim kararı alıp, yaz aylarında yerel seçimle birlikte yapılması gibi bir düşünce de kesinlikle gündemde yok.
Zaten Erdoğan da dün akşam saatlerinde bu düşüncelerini açıkça dile getirdi.
Bundan dolayı tek seçenek olarak, Anayasa değişiklik paketini bir an önce Meclis'e getirip, referanduma kadar götürecek süreci başlatmak.
Bu arada eğer ki dava açılırsa burada da hukuk mücadelesini sonuna kadar vermek.
Nitekim, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın iddianamesinde haklarında siyasi yasak istenen iki AK Parti milletvekili ve Anayasa profesörü Burhan Kuzu ile Zafer Üskül, davada savunmalarını bizzat yapmak istediklerini söyledi.
Üskül,
"Gidip savunmamı bizzat yapmak isterim" derken, Kuzu'nun hakkındaki iddianame ile ilgili sözleri dikkat çekiciydi:
"Hakkımdaki iddia bir gazetecinin yazısına dayanıyor. Ben gazeteciyi arayıp yazdığı sözlerin bana ait olmadığını belirtmişim ve tekzibimi yayınlatmışım. Gazeteci de bu sözlerin bana ait olmadığını belirtip özür yazısı yazmış. Başsavcı bunlara bakmadan söylemediğim bir sözü dava konusu yapmış..." AK Parti'de dün ortaya çıkan tablo böyleydi. Bir tarafta
"neden yapmadığım bir suçtan dolayı beni suçlamış?" diye yakınanlarla
"niye beni listeye eklememiş" diye hayıflananlar arasındaki gelgitler hâkimdi.
Bütün bunlara rağmen birçok kişi özel sohbetlerinde şu sorunun yanıtını arıyordu:
"Başsavcı davayı tek başına mı açtı; gerisinde başkaları var mı?.."
Yayın tarihi: 18 Mart 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/18//haber,CD5AB868A2304F628E1EE440698BBBC3.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.