Keşke, hafızayı beşer nisyan ile malul olsaydı. O zaman Anayasa Mahkemesi'nin bazı kararlarını unutup,
"Türkiye'de nasıl olsa hukukun üstünlüğüne saygı duyulacak" diye ümitle beklerdik. Çok fazla eskilere gitmeyi arzu etmiyorum. Tek bir örnekle, Anayasa Mahkemesi'nin, 1962'de verdiği bir kararı hatırlatmakla yetinebilirim. Fuat Köprülü,
"Siyasi kanaatten dolayı kimseye ceza uygulanamayacağına göre, Demokrat Partililerin affı ancak bir haksızlığın tamiri olacaktır" dediği için, Tedbirler Kanunu'na muhalefetten, 1. Ağır Ceza'da yargılandı. Mahkeme, Tedbirler Kanunu'nu
"anayasaya aykırılık" açısından Anayasa Mahkemesi'ne gönderdi. Anayasa Mahkemesi'nin kararı, bir darbe bildirisi niteliğindeydi:
"27 Mayıs devrimi, anayasa ve hukuk dışı tutum ve davranışlarıyla meşruluğunu kaybeden bir iktidara karşı yapılmış ve bu husus anayasanın başlangıç bölümünde yer almıştır. Yüksek Adalet Divanı kararlarının kötülenmesi veya mahkûm edilen şahısların övülmesi, sonuç itibariyle 27 Mayıs devriminin meşruluğunu ve haklılığını inkâra yol açan ve bu devrimi, yani Türk milletinin, meşruluğunu kaybetmiş bir iktidara karşı direnmesini, gayrimeşru ve yersiz göstermeye müncer olan ve bu yoldan vatandaşları birbiri aleyhine tahrik ederek, onlar arasında kin ve düşmanlık yaratan bir davranış teşkil etmektedir. Böyle bir davranışa cevaz verilmesi, milli huzurun ihlâline yol açar ve anayasanın dayandığı temel ilkeleri tahrip etme sonucunu doğurur." Anayasa Mahkemesi, yukarıdaki gerekçeye dayanarak, üye Ekrem Korkut'un karşı oyu ile, Tedbirler Kanunu'nun anayasaya aykırı olmadığı kararını verdi.
Gelelim 2 Kasım 2002 seçimleri öncesine . Hem Hasan Celâl Güzel, hem de Tayyip Erdoğan 312'nci maddeden mahkûm olmuşlardı. Anayasa Mahkemesi, Hasan Celâl Güzel'in siyasete girebileceğine, buna mukabil, Recep Tayyip Erdoğan'ın yasaklılık halinin devamına hükmetti. Çünkü, Güzel'in cezası,
16 Aralık 1999'da, 4454 sayılı
cezaların ertelenmesine dair yasa çıktıktan
sonra infaz edilmişti. Tayyip Erdoğan'ın cezasının infazı ise, bu yasa çıktığında tamamlanmıştı. Anayasa Mahkemesi, bundan dolayı Erdoğan'ın siyasi yasağının devam ettiğine karar verdi.
Yargıtay eski Başkanı Sami Selçuk, Anayasa Mahkemesi'nin bu kararını koca bir kitap yazarak eleştirdi.
Hepimizin hafızalarında hâlâ taze olan 367 kararını da göz ardı edemeyiz.
Peki, şimdi nasıl, Anayasa Mahkemesi'nden hukukun üstünlüğüne saygı gösteren bir karar çıkacağına inanabiliriz?
Gene de gönlümde ufak bir umudu saklı tutuyorum.. Bir bakarsınız davayı reddeder!
Yayın tarihi: 28 Mart 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/28//ilicak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.