İçerideki operasyonlar da bitince, bölgeye dönük bir siyasi paketin uygulamaya konması süreci başlayabilir mi?
Dağdaki iş bitince, ovadaki işe sıra gelir mi?
Aslında bir süredir devletin bazı birimlerinde hazırlık sürüyor.
Başbakan Erdoğan dün
"PKK'yı terör örgütü olarak ilan etmedikçe görüşmem" dese de Cumhurbaşkanı, TBMM Başkanı, Başbakan Yardımcısı
Cemil Çiçek ile DTP yöneticilerinin yaptığı görüşmelerin ana konusu
"silahların susması" olmuş.
Nitekim, DTP Meclis Grup Başkanı
Ahmet Türk de sohbetimizde bunu doğruladı.
Türk, ekonomik yatırımlarının tek başına sorunun çözümüne yetmeyeceğini görüştükleri kişilere aktardıklarını belirtip ekledi:
"Sosyal, kültürel, yönetimsel bazı tedbirlerin de alınması gerekir. Biz bunu söylerken birilerinin iddia ettiği gibi federasyon arayışında değiliz, arzumuz da yok. Biz de 'üniter devlet'
diyoruz." "Devreye gireriz" Türk'e bu aşamada Cumhurbaşkanı ile yaptıkları görüşmede
"PKK'nın silah bırakması" konusunun gündeme gelip gelmediğini sordum.
Doğrudan yanıt yerine şunları söyledi:
"Bir açılım olsa, ondan sonrası kolay gelir. Biz de devreye girer çağrılarımızı yaparız. Ama kendi yurttaşını kucaklayacak bir yapının ortaya çıkması lazım. Şimdi herkes bizden bir şey bekliyor. Benim de elimde Musa'nın asası yok..." Türk, nasıl bir açılım beklediklerini de anlattı.
Kültürel farklılıkları kabul eden Anayasa değişikliğinin ilk adım olacağını söyledi.
Silah kime teslim edilecek? İkinci adımı da şöyle özetledi:
"Elinde silah bulunduran da, hükümet de bir mutabakata varmalı; silahlar susmalı. Bu süreçte aktif rol almaya hazırız. Ama önce güven verici açılımlar lazım..." Bunun ardından da
"silah bırakma sürecinin" gelmesi gerektiğini belirtti:
"Önce bir ateşkes süreci gelecek. Adımlar atılırsa o zaman silah bırakma süreci de takip edecek. Biz de silahın bırakılmasını istiyoruz; bu süreçte de aktif rol almaya hazırız." Ardından şu ilginç cümleyi söyledi:
"Ama silahın nereye, kime teslim edileceği de önemli..." Beklentiler Peki hükümet Nevruz'un hemen ardından GAP ekonomik paketine paralel, sosyal ve kültürel bir paket daha açar mı?
Aslında bir süredir PKK'lıları dağdan indirmek için Etkin Pişmanlık maddesinde düzenleme yapılmak isteniyordu.
Ancak bu konuda bir hazırlık şu aşamada söz konusu değil; bunun yerine TCK'nın Etkin Pişmanlık ile ilgili maddesinin yorumunda farklılık söz konusu olabilir.
Nitekim, Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek de bir süredir
"Etkin Pişmanlık maddesi iyi okunursa daha iyi anlaşılır" diyor.
Diğer hazırlıklarsa; yıllardır dile getiriliyor:
-
Mahalli idarelere de bazı alanlarda vergi toplama yetkisi verilmesi; -
İlk ve orta dereceli okulların her türlü işleminin yerel yönetimlere devri; -
Kürtçenin belediyelerden başlayarak hizmet dili olarak kullanılması; -
Kent içinde trafik polisi hizmetinin yerel yönetime devri; -
Yerleşim birimlerinin eski isimlerini alması... Bunlar hemen hayata geçirilebilir mi?
DTP'nin etkin bir isminin şu sözü bunun en iyi yanıtı:
"Bırakın televizyonu, sokakta Kürtçe konuşmak yasaktı. Şimdi TRT'de tam gün Kürtçe yayın yapılacak. Bu da büyük bir kazanım..."
Yayın tarihi: 14 Mart 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/14//haber,F6897D696A4B48FEB65562DDFDFCDCC3.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.