Küresel piyasalardaki iki günlük sert fırtına dün duruldu. Hem son gelişmelerin fiyatlara yansımasından hem de dün açıklanan banka bilançolarının kötü çıkmasından ve Fed'den yüklü faiz indirimi beklenmesinden dolayı. Ancak,
'Sırada batacak kim var?' korkusu bitmiş değil. Yeni bir fon veya banka batışı benzer fırtınaları estirebilir.
Biz de piyasaların fırtınaya ara vermesinden yararlanarak
Ekonomi Gazetecileri Derneği'nin gelenekselleştirdiği Kartepe Ekonomi Zirvesi'ni yazma fırsatı bulduk.
-
Komisyoncu vurgusu- Zirvede
TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu'nun şu iki cümlesi, herhalde son yıllarda yaşanan ekonomik ortamı en iyi özetleyen sözlerdi
: "Cari açıktan dolayı Türkiye her gün 100 milyon dolar bulamazsa kriz var demektir. Türk sanayicisi artık fabrikasını kapatıyor, yurt dışındaki müşterisi için de ithal edip, satıyor. Hintlinin, Çinlinin, Pakistanlının komisyoncusu oluyor.
"
-
İthalata bağımlılık- Hisarcıklıoğlu, sanayicinin giderek komisyoncuya dönüşmesini, girdi maliyetlerindeki yükselmeden dolayı ara malı ithalatının artması ve 100 birimlik ihracat için artık 69 birimlik ithalat gerektiğiyle açıkladı.
Bunun sonucunda ekonomik büyümenin yüzde 8-9 düzeyinden yüzde 5'lere inmesine karşılık dış ticaret açığının ve cari açığın neden büyümekte olduğunu gösteriyor.
-
Döviz kurunun önemi- Başkan'ın belirttiği gibi fabrika kapatanlar var, tesisini yurt dışına taşıyanlar da. Ama daha çoğu, kapasite azaltma ve ürününün büyük bölümünü Çin'den alıp, üzerine etiketini vurup, yurtdışına satma biçiminde gerçekleşiyor. Döviz kurunun düzeyi elbette ihracatta veya rekabet gücünde tek belirleyici değil. Ama en önemli faktörlerden biri.
-
İşsizlikle ilişkisi- Sanayici komisyoncu haline gelirken, Türkiye'de işsizlik yükseliyor.
15-24 yaş arasındaki gençlerde okula gitmeyen ve çalışmayanların oranı erkeklerde yüzde 25, kadırlarda yüzde 47 gibi çok yüksek bir düzeyde. Bu rakamlar OECD ortalamasının erkeklerde 3.5 katı, kadınlarda 5 katı kadar. Cari açık ve bu açığın finansmanı ile sanayicinin komisyoncu olması arasında belli ölçüde bir etkileşim var.
Her gün bulunan 100 milyon dolar, kurları düşürerek ithalatı cazip hale getiriyor ve Türkiye'de işsizliği besliyor. -
Üretime dönüş zor- Bu açıdan son zamanlarda döviz ve özellikle Euro kuru artışının, ihracata pozitif bir katkısı söz konusu. Evet kur düzeyinin hızla yükselmesi, enflasyondan başlayarak birçok ekonomik göstergeyi ve kazanımı negatif etkileyecek.
Ancak kurun düşük olmasından kaynaklanan bazı sorunları da çözecek veya hafifletecek gibi.
Sanayicinin tekrar üretime yönlenmesini sağlar mı? Kısmen olabilir, kapısına henüz kilit vurmayanlar faaliyetlerini canlandırabilir ama o kadar. Komisyonculuğa veya rahata alışanın yeniden üretime dönmesi zor. Bu açıdan Hisarcıklıoğlu'nun sözünü, yerli girişimciler için bir dönemin sonu olarak algılıyoruz.
- Sonuç- "Ağacın kurdu içinde olur." Türk Atasözü
Yayın tarihi: 19 Mart 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/19//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.