Bu sempozyumda da kural değişmedi.
Yine, Genelkurmay Başkanı'nın başka bir konuyla ilgili olarak toplantı salonu antresindeki açıklaması öne çıktı.
Medya da ister istemez sempozyum yerine bu açıklamaya odaklandı.
Durum böyle olunca o kadar zahmetle hazırlanmış, bir o kadar emek harcanıp Türkiye'ye davet edilmiş dünyanın en ünlü terör uzmanlarının sözlerine ilgi geri plana düştü.
Hatta Genelkurmay Başkanı Orgeneral
Yaşar Büyükanıt'ın sempozyumu açış konuşmasındaki önemli açılımları, vurguları, uyarıları, kaygıları da bizzat kendisi tarafından ikinci plana itildi.
Başta da belirttiğimiz gibi bu sadece düne özgü bir durum değildi.
Yakın geçmişte İstanbul'da Harp Akademisi'nde düzenlenen sempozyum da
"Kuzey Irak'a operasyon olur mu, olmaz mı?" tartışmasının gölgesinde kalmıştı.
Bir süredir
"Genelkurmay iletişimde başarılı olamıyor" eleştirilerini haklı çıkaran gelişmeye dün de tanıklık edildi.
"Akademik askeri tatbikat" olarak nitelenebilecek
"Küresel Terörizm ve Uluslararası İşbirliği Sempozyumu" nun başarısı gölgelendi.
Asker memnun mu? Peki, yaşanan bu gelişmelerden asker memnun mu?
Hiç zannetmiyorum...
Nitekim, dün akşam sempozyum resepsiyonunda Genelkurmay Başkanı Orgeneral Büyükanıt da bunu açıkça dile getirdi.
Basın mensuplarına
"Ben konuşmak istemedim siz konuşturdunuz" anlamına gelen sözlerle yakındı.
Belli ki Orgeneral Büyükanıt ve kurmay heyeti de gelinen noktadan hoşnut değildi.
Bu durumda şu sorunun yanıtını da bulmak gerekmiyor mu:
"Genelkurmay Başkanı Org. Büyükanıt, 'Muhalefete karşı duygusal davrandınız'
eleştirisine yanıt verirken sert tavrını neden sürdürdü?" Belli ki Genelkurmay Başkanı, dünyada eşine ender rastlanan bir sınır ötesi operasyon gerçekleştirildikten sonra, askerin getirilmek istendiği noktaya öfkelenmiş.
Nitekim dün Bilkent Oteli'ndeki sempozyum öncesindeki sohbetimizde de buna tanıklık etme olanağı bulduk.
Genelkurmay Başkanlığı, operasyona dönük eleştirileri gencecik askerlerin kahramanlıklarına
"yapılmış ayıp" olarak yorumluyor.
Terörle mücadele Sempozyuma gelirsek.
Org. Büyükanıt, içeriği çok iyi ayarlanmış bir konuşma yaptı.
Dünyadaki dengesiz nüfus artışı ve buna bağlı nüfus hareketlerinin gelişmekte olan ülkelerde terörizme destek verdiğini söyledi.
Dünyadaki 500 milyarderin mal varlığı toplam değerinin, dünya nüfusunun yarısının mal varlığına eşit olmasının da terörü tetiklediğini belirtti.
En önemli uyarısını ise Pakistan'daki nükleer silahların Taliban tipi bir yapının eline geçeceğine yönelik kaygıyı dile getirerek yaptı.
Org. Büyükanıt bunları söylerken, konuşmasında yer alan şu paragraf ise son günlerde yaşananları özetlemeye yetiyordu:
"Ulus-devletler, çabalarının büyük kısmını ve enerjilerini terör odaklarının uluslararası kamuoyunda zaten çoktan yaratmış olduğu yanlış yönlendirmeyi düzeltme yönünde harcamaktadır." Org. Büyükanıt'ın da vurguladığı gibi terörle mücadelede; yani
"asimetrik çatışmada" birinci öncelik kamuoyu oluşumunda sağlanacak başarıdır.
K.Irak'a girerken oluşturulan kamuoyu desteği ise bitişinde ortaya çıkan tartışmaların gölgesinde kaldı.
Hâlâ da kalmaya devam ediyor...
Yayın tarihi: 11 Mart 2008, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/03/11//haber,204843BA974E4660ABD07F9D36A900F8.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.