YÖK'ün 9 üyesi, mahkeme kararlarına uyma mecburiyetinden söz ederken, başka hukuki gerçekleri galiba gözden kaçırıyor:
1) Temel hak ve hürriyetler ancak kanunla sınırlanabilir.
2) Kanunla sınırlanır demek, İdare'nin düzenleyici işlemleriyle ve mahkemenin kararıyla sınırlanamaz anlamına gelir. (Dolayısıyla, Anayasa Mahkemesi'nin yorumuyla da sınırlanamaz.)
3) Anayasa'nın 42'nci maddesi, sadece
"sınırların" yani
"istisnaların" kanunla belirleneceğini belirtiyor. Sınır konulmaması, o hakkı ortadan kaldırmaz; aksine, söz konusu özgürlüğün sınırsız kullanılmasının yolunu açar.
4) Cumhuriyetin nitelikleri, kişi hak ve hürriyetlerinin sınırlandırılmasının gerekçesi olarak kullanılamaz. Aksine bu nitelikler, temel hak ve hürriyetlerin korunmasının ve geliştirilmesinin teminatıdır.
YÖK Başkanı Yusuf Ziya Özcan, yukarıda sıralanan hususları
"kazan kaldıran" YÖK üyelerine hatırlattıktan sonra, Türk Ceza Kanunu'nun 112. maddesinden de söz ediyor:
"Cebir veya tehdit kullanarak ya da hukuka aykırı davranışta bulunarak, kişilerin eğitim ve öğretim hakkı engellenemez." Ortam kızıştı; kılıçlar çekildi. Olayları biraz kendi seyrine bırakmak lazım. Kimi üniversite izin verir, kimisi yasak koyar. Zaman içinde orta bir yol nasıl olsa bulunur. Ama eskiye dönüş yok, bunu bilesiniz. Üniversite kapıları, er geç, başörtülü kızlara açılacaktır.
Yayın tarihi: 27 Şubat 2008, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/02/27//haber,A8491A95AD89438485547A775C561D9B.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.