kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 11 Şubat 2008, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
OKAN MÜDERRİSOĞLU

Hükümeti rahatlatan faktörler

Üniversitelere türbanla girişin serbest bırakılması, Merkez Bankası'nın İstanbul'a taşınması... İşte bu sıkıntılı tabloya eşlik eden
"İyimserlik-Karamsarlık Sarkacında" hatırlatmakta yarar var. 1994 ve 2001 krizleri Türkiye'nin bünyesel problemlerinden çıkmıştı. Bize özgüydü. Oysa bugün küresel kriz dolu dizgin üstümüze geliyor. Böyle bir ortamda içeride sandalı sallarsak, üstüne bir de büyük dış dalga kendi derdine düşen global aktörler yüzümüze bakamaz. Bu, tahminlerin ötesinde ağır fatura çıkarır ve bedelini hiçbir siyasi ödeyemez. Peki, giderek artan risk ortamında hükümet nasıl bu kadar kendinden emin? "İster inanın ister inanmayın. İsterseniz iyimser bulun!" Ekonomiyle ilgili bakanlar, AK Parti Genel Başkan Yardımcıları, Grup Başkanvekilleri şu ortak paydada buluşuyor:
1-Türkiye, küresel depremin merkezinden uzak. 1999 Marmara Depremi'nde sarsıntının İstanbul'daki şiddeti ile Adapazarı'ndaki şiddeti aynı değildi.
2-2001 krizi ile bugünü karşılaştırmak yanlış olur. Kriz, bir sonuçtu. O sonucu oluşturan nedenler vardı. Bugün benzeri nedenler yok.
3-Dalgalı kur, Merkez Bankası'nın politika araçlarındaki bağımsızlığı, yatırımcıyı tutan reel faiz marjı, 75 milyar dolar döviz rezervi, mali sistemin etkili sigortası rolünde.
4TBMM'de bir gün Anayasa değişikliği görüşülürken, ertesi gün ekonomiyle ilgili yasalar da görüşülüyor. Ar-Ge Teşvik Yasası TBMM gündeminde. Sosyal Güvenlik Reformu son aşamada. Ticaret ve Borçlar Yasa Tasarısı hazır. İstihdam paketi açıklanabilecek olgunlukta. Mali disiplin ise üst düzeyde.
5-Yedi yıl önce borcun milli gelire oranı yüzde 90'lardaydı. Yapısal reform altyapısı, kredibilite zayıftı. Bugün, borcun milli gelire oranı yüzde 50'nin altında. Türkiye, yatırım yapılabilir kategoride. Özellikle petro-dolar zengini Körfez ülkeleri için cazip fırsatlar söz konusu.
6-2000'lerin başında ihracat 36 milyar dolardı. 2007'de 105 milyar doları aştı. Bugün sadece 21 milyar dolar otomotiv ihracatı var. Otomotivde 100 dolarlık ihracata karşılık 43 dolar ithalat yapılıyor. Yani katma değerin büyük kısmı ülkede kalıyor.
7-Türkiye'nin, ABD ile ticareti çok fazla değil. Dış ticaretin yüzde 60'ı AB ile. Küresel mali daralma AB'yi etkilerse ihracat kadar ithalat da yavaşlayabilir. Cari açık yönüyle ek sorun yaşanmaz.
8-Gelişmiş ekonomileri sıkıntıya sokan, "sentetik bono" olarak tanımlanan riskli yatırımlar Türkiye'de yok. Yabancı hakimiyetindeki Borsa da derin değil.
9-Özel sektörı sorunlar yaşayabilir. Örneğin, döviz kredisiyle yatırım yapan firmaların maliyeti artabilir. Ancak döviz borçlusu firmalar aynı zamanda ihracatçı yani geliri de döviz.
10-Bankacılık sektörü sağlam. Mevduatın krediye dönüşme oranı yüzde 80'lerde. 2000'lerde takipteki kredilerin toplam krediye oranı yüzde 37 iken bugün bu oran yüzde 3.5 civarında.