Küresel ekonomide sert rüzgarların estiği bir dönemde, içeride mali sisteme dönük önemli hazırlıklar yapılıyor. Bir yönüyle denetim diğer yönüyle piyasaların derinleştirilmesi adına.
Önce, tamamlanan bir çalışmadan söz edelim. Kredi kartlarıyla ilgili. Bu kez konu, kredi kartları ile yapılan harcamaların karşılığında fiş-fatura kesilip kesilmemesine endeksli değil. Doğrudan bankalararası mesele.
Kredi kartı çıkarıp, markalaştıran bankaların komisyon alışverişleri için "vergi cezaları" kesildi. Ancak sektörde fazla bağırtı çağırtı olmadı. Çünkü Maliye yönetimi bankalara dedi ki, "Kredi kartınızı kullanan diğer aktörlerden hizmet bedeli tahsil ediyorsunuz. Komisyon ödeyen banka bunu gider gösteriyor. Ama çoğunuz gelir kalemine yansıtmıyorsunuz. Gelin, bu işi bir esasa bağlayalım. Sektör açısından eğitici olsun. Sadece vergi kaybını, faiziyle ödeyin. Cezasını kaldıralım. Bundan sonrası için dikkatli olun!"
Değer yarat ve sat 15 bankayı kapsayan bu denetim sürecini şimdi Faktoring Şirketleri'ne yönelik vergi incelemeleri izleyecek. Aslında BDDK yönetimi, son Bankacılık Kanunu düzenlemesi ile finansal kiralama, faktoring, tüketici finansman şirketlerinin oynadığı alanın düzenlenip denetlenmesi sorumluluğunu da üstlendi. Özellikle faktoring şirketlerinde ciddi ayıklamalar yapıldı. Şimdi devreye maliye müfettişleri de girecek.
100'ü aşkın faktoring şirketinin, 2006 yılı itibariyle 15 milyar doları aşan cirosuna şöyle bir bakılacak. Amaç, finansal sistemdeki enstrümanların, firmaların kökünün kurutulması değil elbette. Hem sektörün fotoğrafı çekilecek hem de geleceğe yönelik düzeltmeler gerçekleştirilecek.
Bir diğer adıma gelince. Hazırlıklar Sermaye Piyasası Kurulu'nda.
SPK, kamu altyapı yatırımlarının özel sektör, daha doğrusu global fonlar eliyle finanse edilmesi üzerinde duruyor. Tabi bir de KOBİ Borsası özleminin, artık söylemden eylem düzeyine taşınması çabası da sözkonusu. Geçenlerde
Başbakan Yardımcısı Nazım Ekren, sermaye piyasalarında faaliyet gösteren kurumların yöneticilerini biraraya getirdi. Tek tek dinledi.
Nazım Hoca daha çok küresel dalgadan Türkiye'nin en az derecede etkilenmesi için bir tür eylem planının temelini atıyor. Bu arada sermaye piyasalarındaki fırsatlar da gözden uzak tutulmuyor. Altyapı şirketleri geliyor Örneğin,
SPK Başkanı Erol'un verdiği bilgiye göre, 2007 yılında dünyada, gelir getirici altyapı yatırımları için ayrılan 300 milyar dolar kaynak elde kaldı. Peki SPK gözetiminde ne yapılacak? Hazineye borç yükü getirmeden, kamu yatırımlarının finansmanı için
"Altyapı Yatırım Ortaklığı" şirketleri kurulacak.
Diyelim İstanbul Metrosu'nun yeni gelişim hatları için 2 milyar dolar yatırım gerekirken, ekonomik ömrü içinde 5 milyar dolar hasılat yaratacağı tahmin ediliyorsa aradaki 3 milyar dolar getiri üzerinden hisse senedi yoluyla halka arz yapılacak. İşte bu yıl hem kamuözel sektör finansman ortaklığının somut örnekleri görülecek hem de elektronik ortamda KOBİ Borsası hayata geçecek. KOBİ Borsası da muhtemelen İMKB'nin teknik imkanlarına eklenerek, yatırım maliyetini azaltacak şekilde kurgulanacak. Böylece, ilk aşamada büyük şirketlere para akıtan yabancılara, istikbal vadeden kurumsal KOBİ'lerle ortaklık kapısı aralanacak.
Bugünkü Tüm Yazıları
300 milyar dolarlık pasta
Yayın tarihi: 21 Ocak 2008, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/21//haber,97AC65D91BE54056843701891399FA31.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.