kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 3 Şubat 2008, Pazar
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

Tecelli'den Abuzittin'e mektuplar

Abuzittincim,
BAŞKALARININ patlatmasına gerek yok.. Biz kendi kendimizi de patlatmayı becerebiliyoruz kardeşim. Şimdi şu Davutpaşa'daki olacak iş mi? Ben mektuba başlarken ölü sayısı 20'yi bulmuş yaralı da 100'ü geçmişti. Şehrin ortasında fişek imalathanesi olur mu?
Oluyor, bal gibi oluyor.. Yeri daha önce mühürlemişler, iki defa savcılığa ihbar yapılmış adam hâlâ fişek imal ediyor üstelik de kaçak. Nasıl oluyor bu iş..
Tabii rüşvet çarkı dönüyor bu kesin ama kanunlarda da boşluklar var. Yapılaşmayla ilgili mutlaka yeni hükümlerin getirilmesi gerekir.
Kim getirecek bunları; Meclis'tekiler. Onlar da "düğüm"le meşguller Abuzittincim. Türbanın düğümü alttan mı bağlanmalıymış yoksa üsten mi? Koca koca adamların uğraştığı şeye bak.
Bi de aklımın almadığı hani türban "genç kızlarımızın özgürlüğü" idi. Düğümlü özgürlük olur mu? Özgürlük resmen düğümlenmiş!
Çok merak ediyorum Başbakan ilk gurup toplantısında arkadaşlarına nasıl seslenecek:
"Hamdolsun genç kızlarımızı türban özgürlüğüne kavuşturduk. Yalnız üniversiteye girerken, alttan düğümleyecekler. Allah'ın izniyle pek yakında kurumlar arasında teessüs edecek mutabakatla bu düğüm meselesini de halletmiş olacağız, amin!"
Ben de her Müslüman gibi Kuran'ı okudum, okurum kardeşim. Orada örtünme var ama "Başörtülerinizi göğüslerinizin üzerine salıverin" diye var. Yok şurdan düğümleyin, burdan iğneleyin gibi ifadeler yok. Yani Cumhurbaşkanının Başbakanın öteki devlet büyüklerimizin eşleri de türbanı yanlış kullanıyorlar. Benden söylemesi.. (Bilirsin ben sözü çok dinlenen biriyimdir.)
Yazarken bi taraftan da TV'ye bakıyorum. Başbakanımız ulusa sesleniyor. Ne güzel konuşuyor, ne tatlı tatlı anlatıyor.. Kardeşlik, beraberlik, düşünceye karşılıklı saygı, özgürlük.. Hele en sonunda, uyguladıkları başarılı politikalarla dünyanın en büyük 17'nci ekonomisi, Avrupa'nın da 6'ncısı olduğumuzu söyleyince valla nasıl koltuklarım kabardı anlatamam. Hâlâ öyle kabarık duruyorlar.
Yalnız bilirsin ben biraz geri kafalıyımdır bazı şeyleri anlayamam şimdi nasıl oluyor da Avrupa'nın en büyük 14'üncü ekonomisi Yunanistan'da insanlar bizim 5 katımız daha refah içinde yaşıyorlar da biz Avrupa 6'ncısı ülkenin halkı, sokaklarımızda 13 milyon (Yunanistan'ın nüfusundan 3 milyon fazla) yoksul, aç insan ve de ortalama kişi başı 6 bin dolar milli gelirle yarı sürünür vaziyetteyiz Abuzittincim?
Bu nasıl oluyor, ne biçim iş bu ? Neden Avrupa'nın 31'inci ekonomisi Kıbrıslı Rumlar bizden 4 kat daha iyi giyiniyorlar, iyi yiyorlar, iyi geziyorlar, çocuklarını iyi okullarda okutuyorlar da, bizde 1 milyona yakın çocuğun daha dersliği bile yok. Onlar 31'inci, biz 6'ncı.
Diyecen ki onların nüfusu az, ondan avantajlılar. Tamam, 10 milyonluk Yunanistan 250 milyar dolarlık ekonomi üretiyorsa 70 milyonluk Türkiye neden Yunanistan'ın 7 katı ekonomi üretemiyor da ancak 400 kusur milyar dolarda kalıyor.
Bizde mi bi kusur var, bizi yönetenlerde mi, yoksa ikisi birden mi Abuzittincim? Şunu çözebilsem rahatlayacam.
Münasip yerlerinden öperim kardeşim.
Güneş.