Bir süredir dinlenmeye bırakılan yeni anayasa hazırlık süreci, bayram ve yılbaşı tatilinin bitmesiyle yeniden hareketlendi. AK Parti'den gelen açıklamalara ve el altından sızdırılan metinlere bakılırsa, partide bir grup
"Anayasayı değiştirme yöntem ve üslubundan" geri adım atma niyetinde gözükmüyor.
Buna göre, AK Parti'de hazırlanan metin Anayasa Komisyonu'na teklif olarak sunulacak; Meclis'teki çoğunluğun gücüyle halk oyuna götürülecek.
Hatta iddia o ki, anayasa referandumu, yerel seçimle birlikte yan yana konulacak sandıklarda yapılacak.
Bu kanıya varılmasının güçlü delili de partinin etkin isimlerinin yaptığı açıklamalar.
Örneğin,
"Anayasa değişikliğinde türban, YÖK, Kürtçe eğitim konularında kararı Sayın Başbakan'ın takdirine bıraktık; o karar verecek" sözleri...
Veya, isimleri sıralanıp,
"Hazırladığımız metne sivil toplum örgütleri de destek veriyor" yönündeki açıklamaları...
"Aceleye gelmesin..." Bu söylemler, anayasa değişikliğine destek veren sivil toplum örgütlerini rahatsız etmiş. Hatta,
"tramplen mi yapılmak isteniyoruz?" kaygılarına neden olmuş.
Nitekim, TEPAV'ın önderliğinde, TOBB, TÜSİAD, işçi sendikaları da dahil çok sayıda sivil toplum örgütünün katılımı ile 89 Aralık'ta
"Anayasa Çalıştayı" nda bir araya gelen
"Platform" un dün yaptığı açıklama da bunun göstergesi.
Açıklama,
"Yeni anayasa aceleye getirilmemeli..." başlığını taşıyor.
Çalıştay sürecinde yürütülen tartışmalarda ortaya çıkan görüşler sıralanıyor.
Her ne kadar bir grup
"Yeni anayasaya gerek yok" dese de Çalıştay'dan ağırlıklı olarak
"Yeni anayasaya gerek var" görüşünün çıktığı vurgulanıyor.
"Yeni anayasa" diyenler de kendi içinde iki gruba ayrılıyor.
Birinci grup, yeni anayasanın ancak
"Yeni seçilecek Kurucu Meclis" tarafından yapılması gerektiğini savunuyor.
İkinci gruptakiler ise sivil toplum destekli mevcut TBMM'nin de yeni anayasayı yapabileceğini kayda geçiriyor. Özetle Çalıştay'a katılanların hepsi
"en geniş katılımın sağlanması" ve uzlaşı zemininin de TBMM olması konusunda hemfikir.
Dün yapılan açıklamada da bu durum kayda geçirilip, şöyle deniliyor:
"Sivil toplum temsilcilerinden oluşan geniş katılımlı bir danışma meclisi veya kurulu oluşturulması; anayasayı hazırlayacak TBMM Komisyonu'nun sorunlu bulduğu konuları burada tartışmaya açması..." ESK'nın rolü Bu aşamada ilginç bir öneri de gündeme getiriliyor. Oluşturulacak,
"uzlaşma veya danışma meclisinin" siyasi ayağının Meclis'teki partilerden oluşacağı, dışarıda kalan partilerin de bir yöntemle buna eklemleneceği vurgulanıyor.
Sivil ayağı için önerilen zemin ise uzun bir aradan sonra dün toplanıp Sosyal Güvenlik Reformu'nu ele alan Ekonomik Sosyal Konsey. Görüldüğü gibi yeni anayasa konusunda herkes hemfikir...
Hatta anayasanın dağtepe devirmeden nasıl değiştirilmesi gerektiğinin yolunu, yöntemini de gösteriyor.
Uyup uymamak ise siyasete kalıyor.
Yayın tarihi: 4 Ocak 2008, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2008/01/04//sarikaya.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2008, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.