Kısa süre önce bir araştırma şirketinin raporu şöyle başlıyordu:
"Türkler alışveriş çılgını oldu..." Hoş, bu sonuca varmak için kamuoyu yoklaması yapmaya gerek yok.
Nedenine gelirsek; bu satırların yazarı bayramı iki kentte geçirdi: Konya ve Ankara...
İlkinden başlarsak; daha 10 yıl öncesinde kurban kesilip, gerekleri yerine getirildikten sonra biraz dinlenmek için
"Ne yapalım?" sorusu yöneltildiğinde genelde yanıtlar şöyle gelirdi:
"Meram'a gidelim..." "Alaaddin çevresinde bir pastaneye gidip Konya'ya özgü tatlılar yiyelim..." Bugün aynı soru yöneltildiğinde özellikle gençlerin ve çocukların akıllarına ilk gelen ne Meram, ne de Alaaddin...
Gitmek istedikleri yer son dönemde Konya merkezinde pıtrak gibi patlayan hipermarketler.
Bu sadece çocuklar için değil, büyükler için de dil alışkanlığı haline gelmiş.
Çaresiz kalkıp gitmeye çalıştınız.
Önce alışveriş merkezinin çevresinde sıkışan trafiğin içinde bayram günü bir de sinirlerinizi kurban etmeniz gerekiyor.
İçine girdiğinizde karşılaştığınız tablo birbirinden farklı değil.
Konya gibi nüfusu orta büyüklükte olan kentte son dönemde pıtrak gibi patlamış 7 hipermarkette mağazalar neredeyse aynı isimlerden oluşuyor.
Koridorlar insan seli, mağazalar ise boş...
Hermitage, Louvre, Tate, Madame Tussauds'da eser seyreder gibi vitrin bakıyorlar.
Ankara'da 24 oldu Ya Ankara; farklı mı?
Bayramlaşma sohbetimiz sırasında Ankara Ticaret Odası Başkanı
Sinan Aygün söyledi.
Başkentte açılan hipermarket sayısı 24 olmuş, 25'incisi bitmek üzereymiş.
Sabah Ankara'daki arkadaşların aktardığına göre, eski kent merkezinden Eskişehir yoluna doğru uzanan bölgede açılacak hipermarket sayısı 27'ye ulaşacakmış.
Peki, Ankara'da kaç konser, sergi, konferans salonu, müze var?
Ya o eski bayram eğlencelerinin düzenlendiği Başkent, Lunapark gazinolarına ne oldu?
Kent merkezinde bahçeden büyük parklara kaç yeni kardeş geldi?
İçindeki eserlerin her bir parçasını neredeyse ezberlediğimiz Anadolu Medeniyetler, Etnografya, Resim Heykel dışında bir tek özel müze var mı?
Vitrin de yeter Ya konser salonu; Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın yeni binasının temeli atılalı 30 yıla yaklaştı; temel çukuru olduğu yerde duruyor.
Son 20 yıldır bütün Kültür bakanları ve başbakanlar söz vermesine rağmen Opera ve Bale, modern binasının yapılması özlemini ısrarla korumaya devam ediyor.
Özel tiyatroların hali ortada; asırlık çınar AST aynı yerinde koltuklarının dolmasını bekliyor.
Olsun; boş verin siz resmi, heykeli, müziği, tiyatroyu, opera, baleyi, parkta çevre ve doğa sevgisi aşılamayı...
Çocuklarımıza cansız mankenlerle dolu vitrinler, plastik yılbaşı çamları da yeter...
Yayın tarihi: 23 Aralık 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/23//haber,1918003941BA45559128BA7DA4EB353C.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.