Bir seneyi daha deviriyoruz bugün. SABAH okurlarına 'mutluluk ve sağlık dolu bir 2008' dilerken, hafta boyunca yağmur gibi yağan eleştirilere bakalım. Kadıköy Belediyesi acaba FB'ye 'kıyak' yapmış mı?.
Haber, geçen hafta boyunca gündemin ana konularından biriydi. "Herkes onu konuştu" da diyebiliriz.
25 Aralık Salı tarihli SABAH'ın sürmanşetinden verilen
Fenerbahçe'ye 100. Yıl Kıyağı başlıklı haber, sadece konuşulmakla kalmadı. Yüzlerce okur eleştirilerle, itirazlarla, protestolarla gazeteyi hedef tahtasına oturttu.
Haber, 'finans merkezi' İstanbul
Ataşehir'de FB'ye
Kadıköy Belediyesi'nin 300 milyon dolarlık bir 'hibe'de bulunduğundan söz ediyordu. 'Hibe' şuydu: Kadıköy Belediyesi Ataşehir'de kendi payına düşen 58 dönümlük araziyi kulübe spor servisi ve alışveriş merkezi kurulması amacıyla bedelsiz olarak vermeyi kararlaştırmış ama belediyenin
CHP'li üyeleri bu karara şerh koymuştu.
Erhan Öztürk imzalı ayrıntılı haberde bolca sayı ve veri yer almaktaydı.
SABAH, haberi izleyen günlerde de sürdürdü. 26 Aralık tarihli gazetede bu kez,
FB'nin yazılı, Kadıköy Belediye Başkanı
Selami Öztürk'ün, ayrıca FB Mali İşler Koordinatörü
Abdülkadir Kuşin'in sözlü açıklamaları yer aldı. FB, alışveriş merkezi boyutunu doğrulamıyor; Öztürk ise ihalenin şartlara ve usullere uygun olarak yapıldığını ve sonuçlandığını söylüyordu.
27 Aralık tarihli gazetede ise gelişmenin bir boyutu daha işlenmişti:
Buna göre,
CHP'li üyelerin şerhi üzerine konunun Büyükşehir Belediyesi tarafından mercek altına alındığı, Bursa ve İstanbul'da birer gazeteye verilen ilan ardından yapılan ihalenin iptali hususunun da tartışıldığı anlaşılıyordu.
Hafta boyunca
Okur Temsilcisi'ne gelen tepkiler durmak bilmedi.
Neydi bunlar? Bazı örnekler sunayım:
"Taraflı, kötülemeye yönelik, kamuoyunu yanıltıcı haberi maalesef okuduk. Bir haber ancak bu kadar araştırıp sormadan yapılabilir.."
"Bir basketbol salonu için araştırmaya rağmen kötü niyetli haber yapılması bizi üzdü ve sinirlendirdi.."
"Kulübün ve belediyenin açıklamalarına rağmen ihaleye kıyak demek gazeteye yakışmamıştır. Diğer tarafta Kıyaktepe (Seyrantepe) kabak gibi dururken özkaynakla yapılacak salona kıyak demek hangi ahlaka sığmaktadır? Kıyak demek sizce nedir?"
"Gazete ve grubunuzun Çalık Holding'e satış ihalesi için nasıl ki 'Çalık Holding'e Kıyak Yapıldı' başlığı atamıyorsanız, FB'ye geçecek arazinin ihalesi için de atamazsınız. Çünkü iki ihale de tamamen yasal ve açıktır. FB arazi üzerinde belli kira ve hasılat karşılığında belli süre için kullanım hakkı almıştır."
"İnönü Stadı ve Fulya BJK'ye, 'Beleştepe' GS'ye anahtar teslim hediye edilirken, siz bunlara bakmayıp mağdur edilmiş 25 milyon FB'liyi rencide ettiniz..."
"Resmi ihaleyle kiralanan bir arsaya 'hibe' demek ya bilgisizlikle ya da kötü niyetle açıklanabilir."
Ekonomi Müdürü
Cüneyt Toros'a eleştirilere ilişkin görüşünü sordum, dile getirilen tepkilerin daha çok kaynakların sorgulanmasından doğduğunu hatırlattım.
Yanıtı şöyle:
"Haberle ilgili olarak belediye yetkilileri ile konuşuldu. Ancak isim vermek istemedikleri için adları ve unvanları açıkça yazılmadı. Haberde verilen, plan tadilatı ile spor alanı olarak geçen ve ihalesi de spor alanı olarak yapılan arazinin, daha sonra plan tadilatı ile imarının niteliğinin (ticaret alanı) değiştirilmek istenmesiydi. Nitekim bugün (dün) Sabah gazetesi Ekonomi sayfalarında görüşlerine yer verilen Başbakanlığa bağlı Toplu Konut İdaresi (TOKİ) iştiraki Emlak Konut Başkanvekili Vedat Demiröz bu arazinin imar planına göre spor alanı olarak ayrıldığını ve belediye terk edildiğini belirterek 'Daha sonra bu arazi ihale yoluyla Fenerbahçe kulubüne verilmiş. Şimdi de diyorlar ki, arsayı Fenerbahçe aldı, imar planına ticaret ekleyin. Eğer bu yapılırsa arazinin değeri iki katına çıkar" diyerek söz konusu haberi desteklemektedir. Yine Demiröz, 'Arazinin imar planında başlangıçta ticaret yer alsaydı o zaman talibi de çok olurdu" görüşünü de hatırlatmak isterim."
Toros'un işaret ettiği dünkü haberde ayrıca ihale ilanının Resmi Gazete'de yayımlanmaması ve sadece bir Bursa gazetesinde çıkması üzerinde de duruluyor.
Okurlardan gelen tepkilere baktığımda şu noktalara odaklanma görüyorum: -
'Kıyak' sözcüğü haksızlıktır. 'Hibe' de denemez. İhale yasal. -
BJK ve GS'ye göz yumuldu, FB'ye "vuruluyor"; yani çifte standart. -
Gerekli araştırma yapılmadan haber; yani kaynaklara başvurulmadı ve söz hakkı verilmedi.'Kıyak yapmak' sözcüğünün anlamı şöyle: "Maddi ve manevi destek olmak, yardım etmek." Öte yandan "hibe'nin karşılığı da, 'bağışlamak'.
Sözcükler, hele manşetlere girmişse, duygusal tepkilere de yol açar. Burada da tepkileri esas tetikleyen 'kıyak' sözcüğü. ('Hibe' sözcüğü sadece haberlere yanısyan şahis görüşler arasında var.) 'Kıyak' yerine 'jest' denseydi acaba tepkiler farklı olur muydu? Belki. Ama şunun altını çizeyim: Usulen bir yanlışlık görünmese bile, ihale tartışmalara ve 'acaba FB kayırıldı mı?" sorularına kesin yol açmış durumda. Bu açıdan, önemli bir haberle yüz yüzeyiz.
Seyrantepe vb. haberleri de bu gazete daha önce izlemişti. "Göz yumma" olduğu görüşlerini kanıtlayacak bir eleştiri ile karşılaşmadım. Kaldı ki, FB haberinde de ilgili tüm "aktörlere" araya biriki gün girse deadil söz hakkı tanınmış durumda. Cüneyt Toros'un haber kaynakları ile ilgili açıklaması makul.Ayrıca, ilk haberde sunulan sayısal verilere yalanlama gelmediği de aşikâr.Sonuç: 'Kıyak' mı değil mi, sorusu ortada. Cevabı, iyi haber izlersek bulacağız.
Bugünkü Tüm Yazıları
'100. Yıl Kıyağı' ve tepkiler
Yayın tarihi: 31 Aralık 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/12/31//haber,4DE556C948E44E8B9D1925BAD78B9A38.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.