Mülakat zor iştir. Arada sırada zorluğu daha da artıran mevzulardan biri de mülakat veren kişinin talepleridir. Makul iseler bu talepler kabul görür. Söz verilir. Söz üzerine varılan uzlaşma bozulursa gazete zarar görebilir.
Bu köşede belki defalarca okuduğunuz bir önemli konu var:
Haber kaynaklarının doğru tanıtımı, kişiliklerine saygı.
Bunun değişik biçimleri var elbette.
Haber gerektirdiği zaman onların kimliklerinin saklı tutulması gerekir.
Öyle olduğu zamanlarda bile kaynak hakkında, verilen bilgiyi güvenilir kılıcı yeterli açıklama -elden geldiğince-yapılmalı. ("Savunma Bakanlığı'nda mali harcamalarla ilgili bir kaynağın aktardığına göre.." örneğinde olduğu gibi.)
Kimi kaynaklar ise, bilgi veya mülakat vermek için, belli bir unvanın vurgusu üzerine haber yapılmasını şart koşabilir.
Eğer gerçekten o unvana sahipseler isteklerine uyulması tabii ki tercihe bağlıdır; ama söz verilmişse o söze sadık kalınması gerekir.
SABAH'ın 12 Kasım tarihli sayısında yer alan "Haftanın Sohbeti" bu sorunu gündeme taşımış bulunuyor.
Ecevit Kılıç, hatırlayacaksınız, Rıdvan Dilmen'le konuşmuştu. Mülakat,
Artık Yerli Yıldız Yok başlığıyla ön sayfadan,
'Başarısızlığın Nedeni Yerli Yıldız Yokluğu' başlığıyla iç sayfadan ayrıntılı olarak sunulmuştu.
Dilmen bu mülakatı verirken kendisinin Milliyet gazetesi spor yazarı olarak da anılmasını şart koşulmuştu.
Kılıç bu talebi yöneticilerine de danışarak kabul etti ve Dilmen için metnin giriş bölümünde bu sıfatı da kullandı.
Ancak bunu okurlar ertesi günkü, yani 12 Kasım tarihli gazetede göremedi.
Çünkü "Milliyet spor yazarı" ifadesi bir editör tarafından çıkarılmıştı.
Ortada verilmiş bir
söze sadakatsizlik olunca şikâyet hakkı doğar.
Şikâyetler bana da ulaşınca araştırdım.
Ortaya çıkan resim şu:
Ecevit Kılıç metni sayfa editörüne göndermiş. Fakat, pek çok kez olduğu gibi, metin sayfaya sığmamış.
Kısaltma gerekmiş.
Editör, "Benim böyle bir söz verildiğinden haberim yoktu. Mülakatın bazı parçalarından cümleler attım. Anlıyorum ki, Milliyet yazarı olduğunu içeren cümle de atılanlar arasında. İnanın ki herhangi bir kasıt veya telkin söz konusu değildir" diyor.
Ben ona inandım.
Belli ki bir iletişim kopukluğu yaşanmış.
Verilen sözün tutulması gerekli olduğuna göre, o sözden haberdar olan yönetici veya yöneticiler ilgili sayfa editörünü uyarmalı, hatta sayfayı bir kez de kendileri görmeliydi.Netice de gazetenin aleyhine oluyor. Haksız yorumlar doğuyor. Önlemek kolay.
Yayın tarihi: 26 Kasım 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/26//haber,74C1FE69BD854E149347CEAD29897A94.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.