Dünyanın en uzaylı zengini

"Bir defa uçmanın zevkine vardı mı insan, hayatının sonuna dek, yürürken hep gökyüzüne bakar, çünkü bir kere oraya çıkmıştır ve hayatı boyunca da hep oraya dönmeyi isteyecektir..." Afrikalı girişimci Mark Shuttleworth, kişisel internet sitesinin başına bu alıntıyı koymuş. 2002 yılında Rusya'nın düzenlediği uzay programıyla, kendi imkânlarını kullanarak uzaya çıkan ikinci insan olarak gazetelere manşet olan Shuttleworth'ü çok iyi tanımlayan bu alıntı, Leonardo da Vinci'ye ait. Güney Afrika'da 1973 yılında doğan Shuttleworth, Cape Town Üniversitesi'nde Finans ve Bilişim Sistemleri bölümünden mezun olduktan sonra, 1995'te henüz 22 yaşındayken Thawte şirketini kurdu. O günlerde hâlâ ailesiyle birlikte yaşayan Shuttleworth, evlerinin garajındaki bilgisayarları kullanarak internetteki bilgilerin üzerinden aktığı 'sunucu'ları (server) güvenli hale getirmek için bir projeye girişti. Amerika'da kullanılan şifreleme yöntemleri, yalnızca Amerika'daki internet sunucularının güvenliğini sağlıyor, bu şifreleme teknolojisi dünyanın diğer ülkelerine verilmiyordu. Shuttleworth de bunun üzerine kendi şifreleme teknolojisini yarattı. Aynı yıl kurulan bir başka şirket olan VeriSign'ın ve büyük bir hızla yaygınlaşan ve daha sonra Microsoft'un Internet Explorer programıyla taklit edeceği Netscape isimli internet tarayıcısının yükseldiği bu dönemde, internetin en önemli sorunlarından biri; kullanıcıyla bağlandığı site arasındaki güvenlik sorununu aşmaktı. Sunucuya gönderilen bilgi şifrelenmezse, gönderim sırasında kötü niyetli kişilerin eline geçebilir, bu da internetin iletişim üzerine kurulu yapısına büyük bir darbe indirebilirdi. Shuttleworth'ün yarattığı şifreleme teknolojisinin ne kadar iyi olduğunu gören VeriSign, 1999 yılında Thawte'yi 575 milyon dolar ödeyerek satın aldı. İnternet tarihinde, ilk önemli tarayıcı olan Netscape kadar VeriSign ve Thawte'nin de önemi büyüktü, çünkü ancak bunların sunduğu teknolojiler sayesinde internetten alışveriş yapılabiliyor ve 'güvenli' bir iletişim gerçekleşebiliyordu. Amazon ve CDNOW gibi internette alışveriş devrimini başlatan sitelerin başarısının arkasında, Shuttleworth'ün teknolojisi vardı.

EJDER GİBİ CESUR
Bir sene sonra, cebinde 575 milyon dolarıyla 27 yaşındaki Shuttleworth, Güney Afrika'da büyüme potansiyeli olan şirketlere yatırım yapan HBD Venture Capital'i kurdu. Şirketin felsefesi, antik çağlarda kullanılan haritalarda henüz keşfedilmemiş toprakları niteleyen 'Burası Ejderlerin!' deyişi üzerine kuruluydu. Ancak en cesur kâşiflerin girebildiği bu alanlar, genellikle çok verimli topraklardı ve 'kendilerini keşfedecek ejderleri' bekliyorlardı. Shuttleworth'ün bir sonraki hamlesi, bütün dünyayı şaşkına çevirdi. Çünkü genç girişimci, parasını yine kâr amaçlı bir işe değil, kendi merakını tatmin edecek bir projeye harcamaya karar vermişti. 2002 yılında uzaya gideceğini duyurdu. 25 Nisan'da Rusya'nın düzenlediği Soyuz TM-34 uzay projesine, 20 milyon dolar ödeyerek katıldı. Bir yıl boyunca aldığı eğitim sayesinde, Shuttleworth'ün dokuz gün, 21 saat ve 25 dakika süren uzay macerası sorunsuz geçti. Shuttleworth uzaydayken bir radyo kanalına canlı yayınla bağlandı ve Nelson Mandela ve 14 yaşında Güney Afrikalı kanser hastası bir kız olan Michelle Foster'a yaşadıklarını anlattı. Program sırasında yakalandığı hastalık yüzünden bir bacağını yitiren ve Mandela'nın tanışır tanışmaz çok etkilendiği Michelle, Shuttleworth'a çekingen bir edayla soracaktı: "Merak ediyorum, acaba benimle evlenir misiniz?" Soruyu geçiştiren Shuttleworth, dünyaya dönüşünden kısa bir süre sonra kendisine evlenme teklif eden küçük kızın öldüğünü öğrendi. Shuttleworth, bilgisayar dünyasının 'süpermen'i kabul ediliyor.