YÖK Başkanı Prof.
Erdoğan Teziç'in görev süresinin bitmesine az kaldı...
367 şakşakçılığı yapmak için makamını siyasi parti lideri edasıyla kullanan... Bunaltıcı bir kadrolaşma yapan... Takozcu zihniyetin temsilcisi olan bu zatın arkasından el dahi sallamayacağımı herhalde tahmin ediyorsunuz.
Teziç'in gidişine seviniyor muyum? Cevap: Evet ama... "
Evet " çünkü kurtuluyoruz. "
Ama " ne YÖK kanunu değişti, ne de Cumhurbaşkanının konumu... Yani sistem olduğu gibi durmakta...
Dün
Hacette Üniversitesi'nden "
bir grup " akademisyen gazeteye ilan vermişti.
Usul hatalarından,
anti-demokratik yaklaşımlardan ve
etikdışı tutumlardan yakındıktan sonra şöyle diyorlardı:
"Devlet imkânlarının, özgeçmişi üniversitemizin birikimi ile örtüşmeyen adayların desteklenmesi için kullanılmasını şiddetle kınıyoruz. Bu yanlı tutumun
Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından düzeltileceği inancımızı kamuoyuna saygıyla duyururuz."
Sempatiyle baktığım ve önemsediğim
Abdullah Gül, gelmiş geçmiş en iyi, en adaletli, en olumlu Cumhurbaşkanı olsa ne fark eder?
Değişmediği sürece, üniversiteleri birer "
yüksek lise " haline getiren bu sistem, aynı sorunları ve hatta aynı saçmalıkları üretecektir.
Ama işte Hacettepeli hocalar dahi, olayı
12 Eylül zihniyeti içinde kavrıyor.
Kenan Evren cuntasının hazırladığı 1982 Anayasası, Cumhurbaşkanına sistemi aksatmadan işletme görevi ve yetkisini vermişti. Hacettepeli hocalar da Abdullah Gül'den bunu talep ediyor.
Tamam ama sistem denilen "
makine " defolu mal üretiyor arkadaş! İstediğiniz kadar çarkların bakımını yapıp düzgün çalışmasını sağlayın, her halükarda ortaya ucubeler çıkacaktır.
Bugünkü Tüm Yazıları
Hacettepeli hocalar yanılıyor
Yayın tarihi: 23 Kasım 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/23//akoz.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.