Riskli mortgage kriziyle temmuz-ağustosta başlayan, finansal sektörün kötü bilançolar açıklamasıyla ekimkasımda devam eden küresel dalgalanma son günlerde şiddetlendi. ABD ekonomisine yönelik kaygılar yanında dalgalanmanın bilançolara zararı konusunda ikinci bir kuruluş daha 400 milyar dolarlık bir fatura hesapladı. OECD'nin hesabı ise zarar rakamının 300 milyar dolar düzeyinde olduğu. Başlangıçta
Fed Başkanı Ben Bernanke de 50-100 milyar dolarlık bir faturadan bahsetmişti. Yılın üçüncü çeyreğiyle birlikte bilançolara yansıyan zarar rakamları ise tahmin edilen toplam zararın henüz beşte biri veya onda biri kadar. Yani zararlı bilançoların daha büyük kısmı ilerideki dönemlerde ortaya çıkacak.
Dün olanlar
Fed'in ABD ekonomisinin 2008 yılına ilişkin tahminleri de iç açıcı olmayınca piyasalar dün iyice kötüleşti.
* Dolar tarihi düşük düzeylerine indi. Dolar-Euro paritesi 1.50'ye dayandı.
* Carry trade ticareti çözüldü. Dolar-Yen paritesi 108'e, Euro-Yen paritesi 1.61'e indi.
* Borsalardan bazıları yüzde 4'lere varan kayıp yaşadı.
* ABD 10 yıllık hazine tahvil faizi riskten kaçanların yönelmesiyle yüzde 4'ün altını gördü.
* Petrol 99.26 dolar ile 100 doların eşiğine dayandı.
Dalgalanmanın şiddetli ve kalıcı olması küresel piyasalardaki eğilimin devamına ve oradan da reel sektörü etkileyebileceğine işaret ediyor. Petrolde fatura
Bugün üzerinde durmak istediğimiz petrol fiyatlarının yükselmesi Türkiye'yi çok yakından ilgilendiriyor. Çünkü ithalatta en büyük fatura petrol ve doğalgaza gidiyor. Bu yıl enerji ithalinin 30 milyar doları geçmesi bekleniyor. Cari açığın da yaklaşık üçte birininin kaynağı enerji fiyat artışlarından.
Hükümet 2008 yılı programını hazırlarken ortalama petrol fiyatını 76 dolar olarak almış. Ancak dün itibariyle 100 dolara dayanan petrol fiyatlarının kalıcı biçimde düşeceğine pek inanılmıyor. Geçici düşüşler olabilir ama kalıcı bir düşüş için dünya ekonomik büyümesinde ciddi kayıpların meydana gelmesi gerekiyor. Petrol fiyatları yüksek seyredecekse bunun Türkiye'ye olan faturası da kabaracak.
Cari açığa etkisiYüksek petrol fiyatlarının, enflasyona yapacağı olumsuz etki yanında, cari açığı büyüteceği de açık. Tabii bunu söylerken Türkiye'nin yine program dahilinde öngörüldüğü gibi 2008'de yüzde 5.5 büyüyeceğini varsayıyoruz. Büyümede yukarıya gidiş açığı büyütücü, düşüş de küçültücü etki yapabilir. Hükümetin 2008 yılı için 76 dolarlık petrol fiyatı üzerinden ve yüzde 5.5 büyümeyle beklediği cari açık 34.2 milyar dolar. Petrol fiyatlarında 20 dolar veya 30 dolara varacak yukarı yönlü bir sapmanın faturası da o ölçüde artacak. Rahatlıkla cari açığı 40 milyar doların üzerine taşıyabilecek.
Aşil topuk
Eğer gelecek yıl Türkiye normal büyümesini sürdürecekse cari açık da büyümeye ve en önemli tartışma konularından biri olmaya aday. Yok, cari açık tartışılmayacaksa, sorunumuz düşük büyüme olacak. Petrol fiyatları böyle gittiği sürece bundan en olumsuz etkilenen ülkeler arasında yüksek ithalat bağımlılığı nedeniyle Türkiye de geliyor.
Nitekim
IMF Türkiye Masası Şefi Lorenzo Giorgianni "Açığın gelecek yıl petrol fiyatlarındaki gelişmeler dolayısıyla hafifçe artarak yüzde 8'e çıkacağını tahmin ediyoruz. Cari açık Türkiye'nin Aşil topuğu" dedi.
Petrol fiyatlarının arttığı bir dönemde cari açık ekonominin yumuşak karnı olmaya devam edecek. Cari açık artışının küresel piyasa bozulmasıyla çakışması ise tam bir şansızlık ve o ölçüde de zorluk çıkarmaya aday.
Sonuç
"Zor iş, zamanında yapmamız gerekip de yapmadığımız kolay işlerin birikmesiyle oluşur." Henry Ford
Yayın tarihi: 22 Kasım 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/22//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.