Annem bana hamile... Benim ben olduğumu da bilmiyor. Yani çocuğu kız ya da oğlan olacak... Ama onu bilmez ve bir gece rüyasında inanılmaz şeyler görür. Ağlayarak uyanır! Bu mutsuzluğunu bir bilge kişi olan dedem Abdullah Efendi'ye gözyaşları içinde anlatır: "Rüyamda yüksek sesle Kuran okuyordum, ama sayfalarını ayağımın baş parmağıyla çeviriyordum. Ben ne günah işledim ki böyle bir rüya gördüm?" Bilge dedem, anacığımın gözyaşlarını silerek teselli ediyor: "Hiç ağlayarak kendini üzme. Mutlu ol!" Sonra tane tane şunu söylüyor. "Bir oğlun olacak. Yazar olacak. Herkes onu beğenecek ve sevecek. Onun adını El Ezher Üniversitesi'nin en bilge ve aydın din adamı Kazım Efendi'nin ismini koy." İşte benim doğmadan önceki hikâyem budur. Sahi, her rüya çıkar mı? Siz ne dersiniz bilmem, ama ben başıma gelen her felaketi önceden rüyamda gördüm. Kardeşim Mesut'un ölümünü... (O dramatik hikâyeyi bir gün büyük acı çeksem de yazacağım.) Dahası önceden hissettim de... Şunu da öğrendim; kaderin önüne geçilmiyor. Ama size çok özel itiraf ediyorum; işte bu nedendir ki rüya görmeye korkarım, "Ya kötü bir şey görürsem," diye... Fala baktırmaktan ise ödüm kopar, "Kötü şeyler duyarım," diye... Ama her fincanın açılışında, şu sözlerden hep korkarım: " Ayrılık var çıkan falda..." Ama ben fala bakma teklifinde şunu derim, "Ben fal olmuşum kardeşim!" Geçen gün, öyle bir rastlantı oldu ki kahve falıma ısrarla baktılar. Sade kahvemi içtim sonra ters çevirdim. Çabuk soğusun diye fincanın üzerine bir de demir para koydum. Falıma bakan bayanda kahveci güzeli kıyafeti yoktu. Konuşurken, sanki bir astrolog gibiydi. Beni yıllardır tanıyormuş gibi anlattı. Sevdiklerimi, tutkularımı ve geleceğimi söyledi. Ne söylediyse doğruydu. (Benim ve sevdiğimin burçlarını bile söyledi.) İtiraf edeyim, içim titredi! Bir daha kahve falına baktırırsam, sevdiğimin elimi sımsıkı tutmasını isterim. Sahi, insan kendi geleceğini önceden bilirse, yaşamın sürprizleri ne olacak? Ben çocukken, bizim mahallenin falcısını jandarma yakalamıştı. Oysa bu yaşlı kadının evine gelenler, hep genç kadınlardı. Kimi koca bulmak, kimi çocuk sahibi olmak için... Yaşlı adam, her gelen kadının göbeğine bir şeyler yazıyormuş. Suçu buymuş. Yaşlı adamın her şeyi bilme konusuna gelince... Falcının karısı, gelenlerle önce güzel bir sohbet ediyor, bilgi ve belge topluyor ve bunları yaşlı adama anlatıyormuş. Vay be! Şu günlerde ABD ile anlaştığımız ve "Ortak istihbarat," dediğimiz olay bu galiba...
Bugünkü Tüm Yazıları
Her falda ayrılık çıkar mı!
Yayın tarihi: 18 Kasım 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/11/18/pz/kanat.html
Tüm hakları saklıdır.