kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 5 Kasım 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

"27 Mayıs'çılar beni tehdit etti"

ECEVİT 27 Mayıs'ı demokrasiye karşı yapılmış bir hareket olarak görmüyordu. Tersine bütün kurumlarıyla yıkılan demokrasi, görevini yapamaz hale gelen parlamento ile her türlü anayasa ve demokrasi kurallarına aykırı çalışan Tahkikat Komisyonları'ndan sonra 27 Mayıs'ın bir kurtuluş olduğunu düşünüyordu. O dönemde oluşturulan Kurucu Meclis üyeliğine getirildi. Ancak 27 Mayıs'ın hemen ardından Alparslan Türkeş'in başında bulunduğu bazı Milli Birlik Komitesi üyelerinin sonradan ortaya çıkan eğilimleri onu kaygılandırdı: "Kültür birliği programında totaliter ülkede görülmeyen ölçüde koyu bir totaliter rejim gördüm. Parti meclisimizin onayını alarak bir kampanya açtım bunlara karşı, Çok rahatsız oldular. 27 Mayısçılardan biri beni Meclis binasına çağırdı. İknaya çalıştılar, direndim. Onun üzerine beni tehdit ettiler. Ben de ayrıldım. Fakat ondan birkaç gün sonra kendi içlerinde bir darbe oldu 27 Mayısçıların. Böylece o tehlikeden kurtulmuş oldum."

ONAYLADIĞI MADDEYE TAKILDI
Bülent Ecevit'in de içinde bulunduğu Kurucu Meclis, yeni anayasa hazırlamak üzere 6 Ocak l961'de toplandı. Yeni Anayasa'da Cumhurbaşkanı seçilebilmek için üniversite mezunu olma koşulu getiriliyordu. Amaç, üniversite diploması bulunmayan Celal Bayar'ın yeniden Cumhurbaşkanı seçilmesini engellemekti. Ecevit de içine sinmediği halde "Celal Bayar'ın seçilmesine karşı çıkanlar" içinde yer aldı ve anayasadaki bu değişikliğe destek verdi. Kurucu Meclis'teki tavrının nedenini 50 yıl sonra açıkladı: Çünkü ben kendim de üniversite mezunu değildim. Kendim için öyle bir şey istiyormuşum sanılır düşüncesiyle ona karşı çıkmıştım. Karşı çıktığım için vicdan azabı duyuyorum. Bülent Ecevit'in o zaman istemeden de olsa çıkarılmasına destek verdiği Anayasa maddesi kendisini de engelledi. 2000 yılında bu kez kendisinin Cumhurbaşkanlığı da aynı maddeye takıldı.