kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 31 Ekim 2007, Çarşamba
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
HINCAL ULUÇ
Hıncal'ın Yeri

İşte sanat!.. Bakanla 10 dakika..

"10 dakika kaldı" dediler.. "Hatta 10 dakika bile değil, 7.5 dakika.." İstanbul Sanat Fuarı 17'nci yılına girmiş.. Günler önceden not etmişim, arkadaşlarıma haber vermişim.. "Tüm öğleden sonranızı ayırın" diye.. Ayırdılar..
Salomanje'de meşhur cumartesi kahvaltımızı büyük bir keyif ve obur bir lezzetle yaptık. Erol'a (Kaynar) yolluk da hazırlattık.. Tüyap, İstanbul'un öbür ucu ya..
Sonra düştük yollara.. Tam 3 saat dolaştık, fuarı.. 3 saat.. Ayaklarımıza kara sular öyle bir indi ki, İstanbul bu kış susuz kalmaz.. Yorgunluktan bitkin, ama nasıl mutluyduk benim minibüse dönüş için çöktüğümüzde..
Öyle güzel şeyler gördük ki, tüm gezi boyunca yanımızdan ayrılmayan, bize anında bilgiler veren Ümit İyem'e de dert yandık, ayrılırken..
"Yanlış yapmışız.. Önünden acele geçmek zorunda kaldığımız için göremediğimiz, görüp de bakmaya doyamadığımız güzellikler içimizde kaldı.."
"Bundan böyle Fuara tam gün" dedik.. Sabah geleceğiz.. Öğleye kadar dolaşacağız.. Öğle yemeği hemen oracıktaki Kilisli'de.. Yemekten sonra bir daha.. Bu güzellikler için en az 5 saat şart.."
İşte bu tam gün yetmez gezmeye, güzellik, estetik ve emeklere, Geleneksel İstanbul Sanat Fuarı'nın 17'ncisine Kültür Bakanı'nın, hem de en yenisinin "Acaba" diye merak edilenin ayırdığı süre, 10 dakika..
Yanda Kitap Fuarı var. Oraya gelmiş.. Gelmişken buraya da 10 dakika uğramış..
Sanatçıların hayal kırıklıklarını görecektiniz..
Bir sanatçı için, böylesi bir Fuarda bakanını görmek, onunla tanışmak bir keyif, bir mutluluk, bir umut değil mi?..
Gören yok.. "Geldi, gitti.."
Bir Kültür Bakanının böylesi bir fuarı gezmekten daha önemli programı ne olabilir acaba?..
"Yoğun işlerim nedeniyle.." diye klişe laflar da sökmez.. İşi bu çünkü.. İşi bu..
Bu ülkede Kültür Bakanlıklarını, hatır, gönül, hesap kitap, pazarlık, göz boyama, sus payı diye dağıtmaktan vazgeçmedikçe, bu işin başına Andre Malrauxlar, Melina Mercuriler getirmedikçe olacağı bu..
Kültür Bakanlığı'nın siyasal değil, sanatsal bir makam olduğunu görecek, düşünecek, sindirecek bir Başbakan lazım önce..
Orada, sergiledikleri eserlerin başında bekleyen sanatçıların düş kırıklıklarını görmeli, gözlerinden okumalıydınız, "Hıncal Bey, laf ola gelmiş, hiç kalmadan gitmiş, uzaktan bile göremedik" derken..
"Siz niye üzülüyorsunuz" dedim.. "Siz niye üzülüyorsunuz?.. Bu güzelliklerin farkında olmadığı, bu eserleri yaratanlarla tanışamadığı, bu öpülesi elleri sıkamadığı için o üzülsün, asıl .."
Kadir Topbaş'a bir sözüm var..
Bayram günleri İstanbul'un otobüslerini bedava yapan Belediye Başkanına.. TÜYAP'a fakir İstanbul halkı nasıl gider?.. Sanat sadece zenginlerin işi mi?..
Böylesi sanat ve kültür fuarlarına, kentin çeşitli yerlerinden belli tarife ile otobüs koymak Belediyeyi çok mu müşkül duruma düşürür?.. Yılda kaç kitap, kaç sanat fuarı var, ticari olmayan?..
Ankara'ya, Dumlupınar'a 10 binler götüren Mustafa Sarıgül, başına da danışmanı Erhan İşözen'i koyup, Şişli halkını, öğrencilerini Sanat ve Kitap Fuarına taşıyamaz mı?.
İstanbul Milli Eğitim Müdürü'ne de bir sözüm var..
Yüzlerce, hatta binlerce servis otobüsü bu kentte sabahtan akşama boş oturur. Bunları organize edip, özellikle uzak, gecekondu semtleri okullarını bu fuarlara taşımak, çocukların, gençlerin ülkelerinin sanatçılarını ve sanatını genç yaşta tanımalarını, öğrenmelerini sağlamak, bir eğitim işi değil mi?. Yani işiniz değil mi?..
Aklınıza geldi mi hiç?..
Bu fuarı bir daha yazacağım.. O zaman biraz da içeriği yazacağım.. Ama siz bu hafta sonunuzu mutlak ayırın, görmek için.. Almak için de.. Fiyatlar akıl almaz ucuz, piyasaya göre.. Cebine 10 bin lira koyabilen, evinin bütün oda ve salonlarını donatabilir, öylesi..
"Güldürme beni Hıncal.. Öğretmenine 300 lira maaş veren ülkede 10 bin lirayı kim kaybetmiş" diyen sesinizi de duyar gibi oluyorum, o ayrı..
En iyisi.. Hiç değilse görün..