kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 22 Ekim 2007, Pazartesi
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC

Başörtülüler ağır makyaj yapıyor çünkü tek ifade yeri yüzleri

BALÇİÇEK PAMİR
BALÇİÇEK PAMİR
Nilüfer Göle'nin başörtüsü konusundaki tabuları yıkan ünlü kitabı 'Modern Mahrem'den ilham alan sergi Santralistanbul'da açıldı. Göle, başörtüsünün şehirli olduğunu, modayla birleştiğini söylüyor..
İLİŞKİLİ HABERLER
Başörtülüler ağır makyaj yapıyor çünkü tek ifade yeri yüzleri
Ünlü sosyolog Nilüfer Göle, 1991'de yayınlanan Modern Mahrem isimli kitabında, başörtüsüne ilişkin tabuları yıkan tezler ileri sürmüştü. Göle, bu kitap sonrasında da başörtüsü konusundaki çalışmalarını sürdürdü. Son olarak Bilgi Üniversitesi'nde geçen hafta düzenlenen ve başörtüsü konusunun ele alındığı sempozyumu yönetti. Aynı tarihte Santralistanbul'da "Mahrem" isimli bir de sergi açıldı. Göle, mahremin artık moda ve estetikle birleştiğini söylüyor.

* Sempozyumda Modern Mahrem tartışıldı ama serginin ismi sadece Mahrem.
Evet çünkü sempozyumda karşılaştırmalı bir durum var. Farklı coğrafyalardan farklı kültürlerden örnekler var. Sergide de benzer bir biçimde farklı kültürlerden tarihsel tecrübelerden gelen sanatçılar var. Sergiyi sadece "Mahrem" olarak tutmak istedik, daha kişisel bir bakış açısına da vurgu yapıyor. Modernlik konusunu illa benim yorumladığım şekilde mahreme oturtmak zorunda değiller. Yani bu projenin amacı, düşüncenin görsele dönüşmesi değil. Amacımız, sanat ve bilimin kendine özgü ifade biçimlerine yer verebilmek ve birbirlerini beslemelerini sağlamak.

* Sergide çok sert mesajlar var, bazıları rahatsız edici.
Öyle. Sarsıcı değil mi? Sanat abartarak rahatsız ediyor, düşündürtüyor.

* Modern mahrem kavramını bir yere bırakırsak, mahrem kelimesi sizin için ne ifade ediyor?
Bu soruyu "Modern toplumda mahremiyetin yeri nedir?" şeklinde genişletebiliriz. Çünkü mahrem deyince akla önce kadın geliyor. Bu durum sadece İslami toplumlara has değil. Kadının bedeni ve cinselliği, özel alankamusal alan ikiliğini, içeri-dışarı mekânlarını, haremlik-selamlık ayrımlarını, neyin serbest, neyin yasak olacağını belirliyor. Mahrem deyince sadece örtüyü ya da kadının cinselliğini, kişiye ait olanı değil aynı zamanda mekânları, mimariyi de düşünmek gerekir. Nitekim sergi mekânını bir sanatçı mahrem alana dönüştürdü. Akademisyenler de modern mimarinin, şeffaflık arayışının mahremi dönüştürdüğünü, bireyleri kontrol etmeye yönelik olduğunu gösterdi.

* Mahrem sergisine dönersek, beni rahatsız eden bir çalışma vardı. Bütün moda dergilerinin kapağında çarşaflı kadınlar var.
İlginç bir çalışma. Mahreme estetik ve modayı katıyor. Örtünme ve açılma arasındaki, estetik ve din arasındaki ilişkileri irdeliyor. Yani başörtüsü siyasi bir simge, ikon olmaktan çıkıyor.

* Kapalı ama ağır makyajlı kesim de var.
Doğru. Tahran'da da öyle. Makyaj onlar için çok önemli çünkü kendilerini ifade edebilecekleri tek yer yüzleri. Baskıya en çok karşı duran başı örtülü kızların en fazla makyaj yaptığına, boyandığına tanık oluyoruz.

* Altında yatan bir mesaj mı var yani?
Ben ona kişiselleştirme diyorum. Örtünün farklılaştırıcı olduğu kadar aynılaştırıcı bir işlevi de var. Sergide üç peçeli kızın birbirinin resmini çektiği iş, buna güzel bir örnek.