Küresel piyasalarda iki aya varan düzelme ve toparlanma bu hafta başından itibaren yerini yeni bir bozulmaya bıraktı. 16 Ağustos'ta küresel piyasalar da Türkiye piyasaları da son dalgalanmanın en kötü gününü yaşadıktan sonra pozitif bir eğilim içine girmişti. Bu paralelde ABD'nin Dow Jones Endeksi 11 Ekim'de 14.198 puana vararak tüm zamanların en yüksek düzeyine çıktı. 16 Ağustos'a göre de yüzde 10.5 arttı. Ancak o tarihten sonra Dow gevşeme eğilimine girdi.
Türkiye borsası en son salı günü yeni bir rekor kırdı, dün de Merkez Bankası faiz indiriminin etkisiyle canlıydı.
Ay sonu yaklaşırken küresel piyasaların seyri ABD Merkez Bankası'nı yeniden faiz indirimine zorluyor. Bu ihtimal zaten yüksekti, yüzde 65 düzeyine kadar çıkmıştı. Ancak piyasaların dalgalanma öncesi düzeylerine geri dönmesi üzerine faiz düşürme ihtimali azaldı ve yüzde 30'lara indi. Piyasalar ay sonuna yeni rekorlarla girerse muhtemelen yeni faiz indirimini unutacak. Faizin indirilmediği seçenekte de piyasalar iyi olmakta zorlanabilir.
Düşürmek kolay çünkü
Küresel piyasalardaki bu bozulmaya Irak tezkeresinin gündeme gelmesi ve dün Meclis'ten geçirilmesi de eklenince Merkez Bankası finansal piyasaların beklediğini yaptı. Faizi yüzde 0.50 düşürdü. Eylül ayındaki yüzde 0.25'ten sonra bu orana çıkması önümüzdeki aylarda da, eğer dramatik gelişmeler gündeme gelmezse, benzer oranlarda faiz indirimlerine gideceğine işaret ediyor. Bu sırada dünyada faiz artırımları durmuş, ABD'de faiz indirimi sürüyor olacağından, Türkiye'de de Merkez Bankası'nın faiz düşürmesi kolaylaşacak.
Düşüşün dibi neresi?
İndirimde nereye kadar gidilebileceği konusunda ise hem geçen yıl yaşanan dalgalanma öncesi faizin geldiği düzey hem de Başbakan'ın seçim öncesinde TÜSİAD'da yaptığı konuşma bir işaret olabilir. Başbakan faizlerin eski düzeyi olan yüzde 13'lere yeniden geri dönmesi gerektiğini söylemişti. O faiz düzeyinden bir dalgalanma yaşadık. Şimdi enflasyon daha düşük olduğundan o düzeyin hemen üzerine daha güvenli faiz oranı olarak alınabilir. Bu durumda Merkez Bankası'nın indireceği faiz oranı 3 puan civarına yükseliyor. Reel sektör temsilcileri verdikleri tam sayfa gazete ilanlarıyla böyle bir faiz indiriminin tek bir kerede şok şekilde yapılmasını istiyor. Merkez Bankası da bir dünya finansal krizi çıkmaz ise muhtemelen bu oranlara yakın bir düşüşü gerçekleştirebilecek.
Garanti Bankası Ekonomik Araştırmalar Müdürü Ali İhsan Gelberi'nin dün CNBC-e'de yayımlanan Yatırımcı Kliniği programında söylediği gibi,
"Merkez Bankası da faizi indirmesine indirecek ama şok bir şekilde değil. Aşama aşama ve gelecek yılın ilk aylarında da bu faiz düşüşü sürebilecek." Sonucu ne olur?
Peki faizin düşüş sürecine girmesi finansal piyasa yatırımcıları için ne anlama geliyor?
Bir kere henüz düşürülmemiş faiz düzeyleri Hazine kâğıtlarına yatırımı, mevduat faizlerine yatırımı cazip kılıyor. Çünkü faizler düştükçe Hazine kâğıdından hem faiz geliri hem de belli bir sermaye kazancı elde ediliyor. Kademeli bir şekilde faiz düşüşü Türkiye'ye sermaye girişini teşvik edecek. Bu da kuru baskılayıcı sonuç yaratacak. Faiz indirim sürecinin devam etmesi Türkiye'de asıl kazancın faizden sağlanacağı sonucunu bir kez daha ortaya koyabilir.
Sonuç
"Kabul edilmiş bir yanlışlık kazanılmış bir zaferdir" C. L. Gascoigne
Yayın tarihi: 18 Ekim 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/18//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.