Siyasette atılan bir yanlış adım, çorap söküğü gibi diğer yanlışları beraberinde getiriyor.
"Cumhurbaşkanı seçiminde toplantı yeter sayısı için 367 kişinin Genel Kurul'da hazır bulunması gerekir" dayatması,
"Cumhurbaşkanını halk seçsin" alternatifini ortaya çıkarttı. Ama, metne eklenen geçici 19. madde, kargaşanın, bugün de devam etme ihtimalini doğurunca, konuya Meclis el attı.
Niçin geçici 19. maddede,
11. cumhurbaşkanının seçiminden söz edildi? Veyahut neden,
"Bu kanunun Resmi Gazete'de yayımını takip eden 40'ıncı günden sonraki ilk pazar günü ilk tur oylama yapılır" denildi?
Hemen cevap verelim. Çünkü, Cumhurbaşkanı Necdet Sezer, anayasa değişikliğini veto etmez ve referandum sandığı, 22 Temmuz'da, seçim sandığı ile birlikte halkın önüne gelir diye tahmin ediliyordu.
Yanlış hesap Bağdat'tan döndü. Cumhurbaşkanı Sezer inceleme süresini bol bol kullandı, sonra da veto etti. AK Parti, Sezer'in böyle davranacağını düşünemedi mi?
Salı günü, Meclis, geçici 19. madde yanlışını düzeltmek için çalıştı. Ya Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, Sezer gibi 15 gün inceleyip 19. maddenin metinden çıkarılmasını veto etseydi? Genel Kurul'da bazı milletvekilleri haklı olarak sordu:
"Cumhurbaşkanı'nın iradesi cebinizde mi?" Şunu kabul edelim ki, o günkü kargaşa içinde, kaleme alınan geçici 19'uncu maddeye, icap eden özen gösterilmemiştir. Bu durumun mazereti ancak şu olabilir:
e-muhtıranın sarsıntısı ve etkisi altındaydık. Önceliğimiz demokrasiyi kurtarmaktı.
Yayın tarihi: 18 Ekim 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/18//haber,D84F4E39C90148A0B7B1BCB0A8BE25F8.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.