Uluslararası 10. İstanbul Bienali'nin küratörü Hou Hanru'nun bienal katalogunda yer alan görüşleri, bazı çevreleri kızdırdı. Hanru, özetle,
Kemalist modernleşmenin tepeden inme bir dayatma olduğunu ve toplumda bölünme yarattığını ifade etmişti.
Öfkelenecek ne var? Zaten devrimler, bir dayatmayla gerçekleşir. Atatürk, o günkü toplum yapısının kabul edemeyeceği bir çok ileri adım attı. Halk, zaman içinde devrimlerin çoğunu benimsedi. Bugün hiç kimse,
"cumhuriyeti yıkalım da padişahlığa dönelim" demiyor veyahut
"Latin alfabesini bırakalım" ya da
"arşını, dirhemi kullanalım" gibi sözlere de rastlanmıyor. Bugün Türkiye'de Atatürk'ü değil, onun adına hareket ettiklerini söyleyenlerin ideolojisini tartışıyoruz. Dayatmayı Atatürk değil, onun sözde takipçileri yapıyor. Meselâ Atatürk, kadının kılık kıyafetine hiçbir şekilde sınırlama koymadı. Ama bugünküler,
"Anayasanın 2. maddesinde laiklik hükmü oldukça, üniversiteye kızlar baş örtüsüyle giremez" diyebiliyor. Oysa bugün Atatürk yaşasaydı, muhtemelen
"Bu kızları okutalım da, kıyafetleri ne olursa olsun" görüşünü savunacaktı .
Hanru'ya kızmayalım. O, bugünkü Türk toplumunun bölünmüş fotoğrafını çekiyor. Ama, dayatmayı Atatürk'ün değil, Kemalistlerin yaptığını gözden kaçırıyor. Atatürk, bir modernleşme projesi başlattı. İlk başta, zorlayıcı olmak da gerekirdi. Ama artık, dayatmalara ihtiyaç kalmadı. Dayattıkça toplumu bölüyorsun, milleti laik cumhuriyetten soğutuyorsun.
Ah Kemalistler bunu bir anlasa!!!
Bugünkü Tüm Yazıları
Bienal'de Kemalizm'e eleştiri
Yayın tarihi: 28 Eylül 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/28//haber,BF111C8CE113407DB8B93CA6601055B9.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.