IMF'nin, Mayıs 2008'de sona erecek Stand-By Düzenlemesi'nin yerine Türkiye için
"Uluslararası Rezerv Çıpası" na (RAL) dayalı yeni bir program önereceği iddiası sakin sularda seyreden ekonomide tartışmaları hayli alevlendirildi. Resmi ağızların doğrulamadığı söz konusu model,
"Ateş olmayan yerden duman çıkmaz" dedirtecek cinsten. Yani bir kalemde geçiştirilecek gibi değil. Çünkü bu olayın hiç de yabana atılmayacak bir geçmişi var. IMF üst yönetimi mart ayında "4. Madde Çalışmaları" kapsamında Ankara'ya geldiğinde kenarından köşesinden bu rezerv işine giriyor. Hatta bazı teknisyenlerle "Rezerv Yönetimi" ile ilgili uzun değerlendirmeler de bulunuluyor. Tabi, rezerv biriktirmeyi baz alan program IMF için de yeni. Bu sistemin sadece Türkiye'ye değil, yükselen piyasalardaki bazı kritik ülkelere aynı anda önerilmesi halinde işleyebileceği savunuluyor. Gerek Hazine gerekse Merkez Bankası kurmayları henüz topa girmeseler de ince hesaplar yapıyor.
Öncelikle ABD ve Avrupa Merkez Bankaları'nın "olgun piyasalar"daki mali sıkışıklığın küresel krize dönüşmemesi için alışılmadık biçimde devreye girdiği düşünülüyor. Bu durumda dikkatler, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu gelişmekte olan piyasaların yıldız ülkelerine çevriliyor. Özellikle yüksek dış açık sorunu Türkiye'yi farklı bir yerde tutuyor. Hem büyümenin motoru olan hem de cari açığın finansman riskini ortadan kaldıran küresel risk iştahının 2008'den itibaren kesilmesi halinde ne olacağı düşünülüyor.
Yayın tarihi: 1 Ekim 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/10/01//muderrisoglu.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.