Mutfak Dostları Derneği Başkanı Ahmet Örs, SABAH Pazar Eki'nde geçmişten günümüze ramazan adetlerini anlattı ve iftarın kebapla açılmasının tarihte yeri olmadığını belirtti. Örs'ün tartışma yaratan sözleri şöyle: "Kebap, İstanbul'da 1960'tan beri yeniyor, öncesinde yoktu. Babam sağ olsaydı ve bu manzarayı görseydi hayretler içinde kalırdı. Çünkü iftarda en son gidilecek yer kebapçıydı. Zaten iftarda dışarıda yemek yenmezdi. Sadece konaklarda iftar davetleri olur, zenginler fakirleri çağırır, giderken de diş kirasını (fakirlere verilen para) ceplerine koyarlardı." Ahmet Örs'ün bu görüşlerine gurmeler ve beslenme uzmanları da destek verdi.
'HURMA VE SUYLA AÇILIRDI'
* Gurme Oğul Türkkan: Vücudun ve nefsin terbiye edildiği ramazanda kebapla iftar açmak uygun değil, faydalı da değil.
* Günaydın yazarı Ayşe Tüter: Eskiden oruç, su, hurma veya zeytinle açılır; çorba içilir, sonra da namaz kılınırdı. Ardından kahvaltılıklar ve hafif, etli veya etsiz sebze yemekleri yenilirdi. Kebaptaki içyağı ve kuyruk yağı mideyi rahatsız eder.
* Mutfak Dostları Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Semih Somer: Doğu kökenli bir yemek olan kebabın İstanbul yemek kültürünün parçası haline geldiği bir gerçektir. Yapılması gereken, çorba, zeytin gibi hafif yiyeceklerle iftarı açmak ve yeme sürecini ileriki zaman dilimine yaymaktır.
* Diyet ve beslenme uzmanı Selahattin Dönmez: İftarda bir bardak su içip, ardından çorba gibi sıcak besin alınarak mide gerginliği azaltılmalı. Yemeğe yarım saat ara verdikten sonra bir porsiyon kebap yenebilir."
Yayın tarihi: 24 Eylül 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/24//haber,1181DFB9C5744AF9A455506A15379191.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.