Ulusalcılar, milliyetçiler, kuvva-i milliyeciler, yeniden milli mücadeleciler, milli görüşçüler ve de bilumum vatansever çeteler; hepinizi kutlarız. Sonunda başardınız. "Türk'ün Türk'ten başka dostu olmadığı"nı resmi görüşümüz olarak tescil ettirdiniz.
Halkımızı daha karamsar, daha öfkeli yaptınız, daha da yalnızlaştırdınız. Türkiye'yi yel değirmenlerine savaş açan Don Kişot konumuna getirmeyi başardınız.
Gazanız mübarek olsun.
Alman Marshall Fonu'nun artık gelenekselleşen "Transatlantik Eğilimler" araştırmasının 2007 yılı sonuçları dün açıklandı. Dünyanın en etkin sivil toplum örgütleri arasında gösterilen kuruluşun ABD ile 12 Avrupa ülkesini (Almanya, Bulgaristan, Fransa, Hollanda, İngiltere, İspanya, İtalya, Polonya, Portekiz, Romanya, Slovakya ve Türkiye) kapsayan ve her ülkede bin denekle yapılan araştırmanın bizimle ilgili sonuçları bakın nasıl bir tablo sergiledi:
ABD'nin liderliğine karşı çıkanlar yüzde 74. Geçen yıl yüzde 69'du. Başkan Bush'un politikalarına karşıtlık ise yeni bir rekor kırdıYüzde 83. Geçen yıl da yüzde 81'le bu alanda açık ara liderdik zaten.
AB'nin liderliğini istemeyenler yüzde 54. Geçen yıl yüzde 47'ydi.
NATO'ya destek verenler yüzde 35. Bu oran 2006'da yüzde 44, 2005'te yüzde 52, 2004'te yüzde 53'ü buluyordu. NATO'ya desteğimiz üç yılda neredeyse yarı yarıya azaldı.
Türkler'in küresel soğuması! Daha da "İlginç" veriler var. Örneğin Alman Marshall Fonu "Barometre" dediği bir ölçüm yöntemi geliştirdi. Deneklerden ülkelere 100 derece üstünden sıcaklık vermeleri isteniyor. İşte bizimkilerin çeşitli "Dost" ülkelere duydukları sıcaklık:
ABD sadece 11 derece. 2006'da 20, 2005 ve 2004'te 28 dereceydi. Yani ABD'ye karşı soğumamız istikrarlı tempoda sürüyor.
AB'ye duyulan sıcaklık 26 derece. O da düşüş ritmini bozmadı: 2006'da 45 derece, 2005'te 52 derece. Bir başka deyişle, daha iki yıl önce yarımızdan çoğu AB'ye sıcaklık duyarken bugün bu oran dört kişiden birine indi.
Çin'e soğuk (28 derece),
Rusya'ya soğuk (21 derece)...
Hele İsrail'e buz gibi: 5 derece! Geçen yıl bu ülkeye 11 derecelik yakınlık duymuştu deneklerimiz, şimdi donma noktasına geldiler.
Hatta son iki yıldaki araştırmanın "Gözdesi"
İran bile bizdeki "Küresel soğuma" dalgasından nasibini aldı: Sadece 30 derecelik yakınlık hissediyoruz. Geçen yıl 43 dereceydi.
Herkese mesafeliyiz, tüm ülkelere kuşkuyla bakıyoruz. Daha önemlisi gözlüklerimiz iyice karardı:
Türkiye'nin bir gün AB'ye üye olacağına inananlarımız yüzde 26'da kalıyor. Her 4 kişiden sadece biri AB'ye gireceğimiz inancını koruyor. Geçen yıl bu oran yüzde 45'ti, ondan önceki yıl ise yüzde 52! Her geçen yıl bizi AB'den daha da uzaklaştırıyor.
Oysa Avrupalılar, Türkiye'nin bir gün AB'ye gireceğine bizden daha çok inanıyorlar. Örneğin Türkiye karşıtlığının tavan yaptığı Hollanda'da deneklerin yüzde 72'si, Almanya'da ise yüzde 62'si AB'ye katılmamızın engellenemeyeceği görüşünde.
Türkiye cumhuriyetin başından, hatta 1856 Paris Antlaşması'ndan bu yana kendini Batı'nın bir parçası olarak ifade ediyor. Batı ile ortak değerleri paylaşıyor. Güvenliğin, zenginliğin, mutluluğun Batı ile ortak geleceğe bağlı olduğuna inanıyor.
Ne var ki, galiba bu gidişle fiilleri geçmiş zaman kipiyle kullanmamız, "Ediyordu", "İnanıyordu" dememiz gerekecek. Verilerin mesajı bu.
Ama unutmayın: Orta değerlere ve ortak geleceğe inanç önce zayıflar, sonra da koparsa, Türkiye gemisi kim bilir hangi sulara sürüklenir...
Yayın tarihi: 7 Eylül 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/07//safak.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.