Kişi başına gelirin beş yıl sonra 10 bin dolar ve milli gelirin 400 milyar dolardan 800 milyar dolara çıkarılmasını hedefleyen Hükümet Programı üzerine son değerlendirmemizi yapıyoruz.
Bir kere milli gelir rakamlarında AB standartlarına uyum çerçevesinde bir revizyona gidiliyor. Bunun milli geliri yüzde 25-40 arasında artırması bekleniyor. Dolayısıyla bu revizyonla hem kişi başına hem de GSMH'nın katlanması olanaklı hale geliyor. İşin önemli bir kısmı geride bırakılıyor.
Nüfus etkisi
Dün de
Erdal Sağlam'ın haberinden öğrendik ki, 2007'deki adrese dayalı nüfus sayımı sonuçları açıklandığında Türkiye'nin nüfusu 2 milyon kadar azalacak ve 73 milyon yerine 71 milyon çıkacak. Bu da milli gelirin 2 milyon eksiğiyle paylaşılması yani kişi başına düşen milli gelirin artması anlamına geliyor. Bir yerde Sağlam'ın belirttiği gibi, rakamların
"çift taraflı yükselmesi" gündeme geliyor.
Milli gelirin ve kişi başına düşen gelirin yükselmesi Türkiye'nin uluslararası istatistiklerde görünümünü, dış algılamasını güçlendirir, belki kısmen kendi içimizde güveni artırabilir.
Ancak dolar bazında milli gelir ve kişi başına gelir, gerçekte yurtiçinde kişilerin refah düzeyine ne ölçüde yansıyacak? Kişiler, sokaktaki insanlar ve hane halkları bunu günlük yaşamında nasıl hissedecek? Ya da son dönemde ekonominin iyileşmesi vatandaşın yaşamına gerçek katkısı nadir?
Dolar bazında gelir
İşte bunun rakamları yukarıdaki tabloda yer alıyor. Bunun bir kaç ölçümlenmesi var. 1987 sabit fiyatlarıyla 1998 sabit dolarla ve satın alma gücü paritesiyle. Algılaması kolay olduğundan biz normal veya geçerli dolar kurları üzerinden hesaplanmış kişi başına gelir yanında bir de 1998 fiyatlarıyla sabitlenmiş dolar kuru üzerinden hesaplanan kişi başına geliri ve satın alma gücü paritesini aldık. Cari kur üzerinden kişi başına gelir 2006 yılında 5.482 dolar. Bunun 2002'deki 2.662 dolarlık gelire göre artışı yüzde 106 düzeyinde. Ancak sabit doları baz alan hesaplamada ise 2002'deki 2.960 dolar olan kişi başına gelir 2006'da 3.688 dolara çıkarak yüzde 25 artış göstermiş. Yani sabit dolarla geçen hükümet döneminde sağlanan kişi başına gelir artışı yüzde 25.
Gerçek durum
Kişilerin tümünün veya çoğunluğunun geliri veya serveti dolarla değil, yerli parayla. Özellikle kazançların büyük bölümü yerli parayla. O halde kişi başına geliri daha iyi satın alma gücü paritesi yansıtabilir. Oradaki durum ise 2002'de 6.550 dolar iken 2006'da 8.959 dolara yükselmiş ve yüzde 36.7 artmış. İşte gerçek rakam bu. Ekonomideki iyileşmenin sokaktaki insane ortalama olarak yansıdığı oran bu. Dolar bazında kendini katlayan bir gelir cari kur üzerinden var. Ama bu ancak hesaben. Herkes dolar kazanıp dolarla harcamadığı için, hesaben ortaya çıkan bu sonuç gerçek refah olarak yaşama yansımıyor. Yansıyan ise satın alma gücünde görülen yüzde 36.7'lik iyileşme.
Bu da hiç fena değil. Önümüzdeki dönemde de böyle bir sonuçla karşılaşırsak vatandaş yine ekonomik durumundan sözde de olsa yakınabilir ama gerçekte mumnuniyet duyabilir.
Sonuç
"Mutluluk mutluluğu, mutsuzluk mutsuzluğu çeker" La Rochefocuauld
Yayın tarihi: 7 Eylül 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/09/07//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.