"Karadeniz'in Bodrum'u olma hayali nükleerle son bulacak"

Sinop, kent meydanında yer alan kitabede yazdığı gibi, kibrit yakmaz nemin kemikleri çürüttüğü ünlü cezaeviyle (bugün müze) bir sürgün yeri olmuş tarihte. Gündüz fenerle sokaklarında " arayan ve İskender'e 'Gölge etme başka ihsan istemez' diyen Diyojen'iyle ünlü bu küçük liman kenti, kışın balıkçılık, yazın turizmle ayakta duruyor. Ülkenin en kuzey ucundaki bu kentin gündeminde bugün nükleer santral bulunuyor. Enerji Bakanı Hilmi Güler'in "5 bin megavat kurulu güçte nükleer santralı Sinop'ta kurmak istiyoruz" diyerek elektrik üretimi için santralın kurulacağı adres olarak gösterdiği kentte, Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK) uzmanları harıl harıl çalışıyor. Santral kurulması planlanan İnceburun mevkiinde karış karış taranarak toplanan toprak, bitki ve su örnekleri ölçüm yapılmak üzere Ankara'ya gönderiliyor. Aslında bu çalışma iki yıldır sürülüyor. Çalışmalar, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'nın danışmanlığıyla yürütülüyor. Bu amaçla Ajansın Temsilcisi Akşit Tamer de bölgedeydi.

KAFALAR KARIŞIK
Peki Sinop halkı ne düşünüyor. Öncelikle halkın bölündüğünü, kafaların karışık olduğunu, milyarlarca dolar harcanarak yapılacak santralı bir fırsat olarak da bir risk olarak da görenlerin bulunduğunu söyleyelim. Bunun en somut örneğini Sinop Ticaret ve Sanayi Odası yönetiminde görmek mümkün. Meclis Başkanı Ayhan Demir, nükleer santrala karşı çıkarken, Yönetim Kurulu Başkanı Erol Derici fırsatlardan yararlanmak gerektiğini vurguluyor. Turizmciler 'Karadeniz'in Bodrum'u olarak niteledikleri Sinop'ta turizmin biteceğini savunurlarken, halkın bir bölümü, işsizlere iş bulunacağı, ekonominin canlanacağı inancıyla nükleer santral projesine sıcak bakıyor. TAEK de, kent merkezinde kurduğu Bilgi Merkezi ile nükleer santrallarla ilgili merak ettikleri konuda halkı bilgilendiriyor. TAEK uzmanları, yatırımın gerçekleşmesiyle Sinop'un eşik atlayacağını dile getiriyorlar.