kapat
Üye OlÜye Girişi
Bugünkü SABAH Gazetesi
  |  Benim şehrim | 16 Ağustos 2007, Perşembe
Son Dakika
ARAYIN
Google
Google Arama
atv
Kanal 1
ABC
ABDURRAHMAN YILDIRIM

Piyasalarda önlem yoksa ekonomide durgunluk var

Finansal piyasalardaki kötüleşme ağırlaşarak sürüyor. Amerika'da başlayıp Avrupa'ya sıçrayan finansal dalgalanma dün de Asya'dan yükseldi. Hem de iki koldan birden. Bir yandan mortgage kredilerine yatırım yapan hedge fon batışı diğer yandan da carry trade'in tersine dönmesi. Bu nedenle dalganın şiddeti de büyük oldu.

Türkiye'de bir de risk
Piyasaların kötü olduğu günler aynı zamanda Yen'in değer kazandığı günler. Hedge fon batışlarının devamının gelmesi, üstelik bunun üç kıtada birden görülmesi, zamanında ortalığa dökülen bol likiditenin bütün dünyaya yayıldığının da göstergesi. Şimdi aynı yayılma hastalık bulaştırıyor.
Türkiye piyasaları dün borsadan döviz kuruna ve hazine faizine kadar son dalgalanmadaki en büyük bozulmayı yaşadı. Borsanın düşüşü yüzde 4.5'i buldu, kur yüzde 3'e yakın arttı. Türkiye'nin bu düzeyde etkilenmesinde dünyadan gelen çifte darbeye yurtiçinden cumhurbaşkanlığı seçiminin getirdiği gerginlik de etkili oldu.

Olumsuzluk burgusu
Küresel hedge fon piyasası regüle edilen, şeffaf bir sektör de değil. Hatta bu konuda geçmişte AB Dönem Başkanı ve Almanya Başbakanı Angela Merkel tarafından yapılan net uyarı da var. Şeffaf olmadıkları için bu fonların ikinci el piyasası da pek çalışmıyor. Aşırı risk alıp fiyatları aşırı şişirenlerin risklerini azaltması olayını yaşıyoruz. Riskleri azaltma aynı zamanda dünya likiditesini azaltan bir gelişme. Üstelik emtia fiyatları ve petrol fiyatlarının düşmesi de kürüsel likiditeyi daraltıcı etki yapıyor.
Şimdi küresel risk alma iştahı tersine dönerken, likidite daralırken geçmişte kağıttan kuleler kurulduğunu anlıyoruz. Bu kulelerden daha ne kadar var, kuleler yıkılırken yanındakilere de ne kadar zarar verdiğini ancak yaşayarak ve zaman içinde öğrenebileceğiz. Bu nedenle batağın nerede ortaya çıkacağı belli değil. Bir Amerika'da bir Avrupa'da bir Asya'da çıkıyor karşımıza.

Zaman kaybı
Bu fonlardan para çıkışı devam ederken yeni fon girişleri ise yok. Böyle tek taraflı bir fon çıkışına da kimse dayanamaz. Dolayısıyla daha fazla zaman kaybetmeden ortaya çıkan yangının söndürülmesi gereği var. Zaman artık aleyhe işliyor. Önlem geciktikçe yeni mayınlar patlamaya devam ediyor, dalga yayılıyor ve derinleşiyor.

Olumlu haber beklentisi
24 Temmuz'da uç veren dalgalanmada şimdiye kadar alınabilen yatıştırıcı tek önlem merkez bankalarının likidite krizine karşı piyasalara para pompalamasıydı. Ancak bunun da altıncı güne girilirken olumlu etkisi ortadan kaybolmaya başladı. Gelen olumsuz bir haber yine piyasaları yıkmaya yetti. Bu da küresel piyasalarda tedirgin olan çok yatırımcının bulunduğuna işaret ediyor. Bu nedenle olumsuz haberlere karşı çok hassas olan piyasalar önünü açacak olumlu haber bekliyor. Ama hem açıklanan verilerde hem de piyasaların etkilendiği olaylarda olumlu haber çok az, halbuki olumsuz haber çok fazla.

Büyümeye etkisi
Denilebilir ki borsaların, piyasaların düşmesi, çıkması önemli değil. Asıl önemli olan küresel ekonomiyi canlı tutan ABD ekonomisinin resesyona girip girmeyeceği. Eğer lider ekonomi durgunluğa girmeyecekse piyasalarda yaşananlar eninde sonunda düzelir. Ekonominin temellerine göre yönünü bulur.
Ancak finansal piyasalardakiler ayda yaşamıyor. Onlar da aynı toplumun içindeler. Üstelik piyasalarda ortaya çıkan sonuçlar ve eğilimler dönüp reel ekonomideki bozulmanın nedenini de oluşturuyor. Zaten son dalgalanmanın temeli de reel ekonomiye, konut sektöründeki durgunluğa dayanıyor.
Bu açıdan piyasalardaki kötüleşmenin devamı gelirse -ki iyileşeceğine yönelik ortada pek bir işaret yok- belli bir ekonomik durgunluğun da bu bozulmayı izlemesi beklenmeli.

Sonuç
"Rüzgâr böyle eser, balta böyle keserse vay halimize"
Türk Atasözü