Türkiye liglerine en iyi hazırlanması gereken ekipti, Lig Tv..
İki sebebten..
Birincisi.. Roberto Carlos'lu Fener'in dahi, 80 bin kişilik stada ancak 15 bin kişi getirebildiğine dikkat ederseniz, bu ülkede futbolla ilgili milyonların ligi izleme yerinin ekranlar olduğunu görürsünüz. Bu kadar geniş bir kitleye hitap ediyorsanız, lige iyi hazırlanmaya mecbursunuz demektir.
İkincisi.. D/Smart futbol yayıncılığına bütün ağırlığıyla girdi. Üç Büyüklerin Lig ve Şampiyonlar Ligi dışındaki tüm maçları D/Smart'ta. Yani artık güçlü bir rekabet var. Bu rekabet, Federasyon'la Digiturk arasındaki anlaşma sona erdiğinde doruğa vuracak. Yani meydan boş değil. Artık tekel yok. "Ben yaptım oldu" yok!..
Oysa ilk hafta izlediğimiz 4 maç, Lig Tv'nin geçen yıl kaldığı yerden bir adım ileri gitmediğini gösterdi. Naklen yayınlar, kötü.. Neden kötü..
Özetleyelim.
1- Maçların çağdışı tekli anlatımı sürüyor. Lig TV, sunucunun yanına yorumcu oturtmayı ve çağdaş ikili anlatıma geçmeyi başaramadı. "Yorumcu bulamıyoruz" özrü komik. Hemen herkesin futbolla ilgili olduğu bir ülkede, Lig TV'nin işsiz Teknik Direktörleri geçici kullanma dışında, kendi, devamlı, profesyonel yorumcularını üretemeyişi bir tek şeyi gösterir. Aramadıklarını.. Kolaya kaçtıklarını..
2- Lig TV spikerleri kendilerini hâlâ radyoda sanıyor ve durmadan zaten gördüğünüz şeyleri anlatıyorlar. İnsanın "Kör müyüz" diye bağırası geliyor. Oysa yapacakları tek şey, ekrandaki uzak çekim yüzünden tanınması zor oyuncunun, aktif oyuncunun adını söylemek. Tüm gevezeliklerine rağmen, tam da onu söylemiyorlar işte.. Şutu atanı, yerde yatanı, ancak yönetmen keser de yakın çekime girerse, seyirci ile ayni anda fark edip, adını söylüyorlar.
Özellikle Galatasaray-Rize maçını anlatan spikerin doruğa çıkardığı konuşma merakı ve nefes almadan makineli tüfek gibi arşiv bilgisi anlatma hevesi ekranda gürültü kirliliği yaratıyor, seyircinin maça yoğunlaşmasını önlüyor
. Ek bilgi vermek dengeli olmak kaydı ile hoş. Ama ekranı dershaneye çevirmek, cinayet. 3- Yönetmenlerin kişisel tatmin hevesleri aynen sürüyor. Bir yerde top oynanırken, topu bırakıp anlamsız saha içi ve dışı görüntüler vermeyi marifet sanıyorlar. Servet topa uzun vurmaya meraklı bir savunma adamı. Topu açıyor. Ekranda gördüğünüz top değil, yere tüküren Servet. O arada Galatasaray akın mı yapıyor, kontratak mı yiyor, bilemiyorsunuz.. Şimdi o tercihi yapan yönetmene soralım. O sırada kendisi tribünde olsa, Servet'e mi bakar, yere nasıl tükürüyor diye, yoksa, topu mu takip eder?.. O zaman bizi niye maçı değil, yere tüküren adamı izlemeye zorluyor?.
Lig TV'nin başında bu ülkenin en iyi spor servisi yöneticilerinden, futbolu en iyi bilen adamlardan Şansal Büyüka var. Şansal dünya spor televizyonculuğunu ve gelişmeleri de yakından izliyor, iyi biliyoruz.
O zaman bu geri kalmışlık daha fazla sürmemeli. Lig TV çağın gereklerine uygun yayına geçmeli.
Bugünkü Tüm Yazıları
Lig TV, lige hazır değil!..
Yayın tarihi: 16 Ağustos 2007, Perşembe
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/08/16//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.