Küresel piyasalar da, ona bağlı hareket eden Türkiye piyasaları da haftanın ilk gününü, çok fazla yara almadan, ama durumu da düzeltemeden kapattı. Alıcılarla satıcıların yoğun mücadelesi gün boyunca sürdü. Belki daha çok satıcılar baskın çıktı. Geçen haftanın son iki gününe göre daha dar bir bantta ama daha yoğun bir oynaklık yaşadı piyasalar. Gün içinde gitti gitti geldi piyasalar. Gün sonunda ise kısmen toparlanarak dramatik kayıplar yaşanmaktan kurtuldu. Perşembe ve cuma günkü tansiyon yükselmesinin ardından araya iki günlük hafta sonu tatilinin girmesi ve negatif haber gelmemesi, kısmen yatıştırıcı etki yaptı. Piyasaların tansiyonu yükselmesine yükselmedi ama normale de dönmedi.
Dünkü hareketler aynı zamanda şirket haberlerine ve hedge fon gelişmelerine duyarlılığı bir kez daha ortaya koydu. Şirketlerin düşük kâr açıklaması, yeni bir satın almadan vazgeçmesi veya yeni fonun güç duruma düşmesi gibi bir haber dün gelseydi piyasaların seyrini negatif tarafa düşürmesi, kötüleşmenin boyutunun büyümesi işten bile değildi.
-
Sorun bitmedi- Ancak bu haberler pazartesi gelmedi diye salı, çarşamba veya daha sonraki günlerde gelmeyeceğinin garantisi yok. Zaten
bugünkü tablonun çıkış noktasını oluşturan ABD mortgage piyasasındaki sorunların ortaya çıkması geçen yıldı. Bu sorun zaman zaman uyudu, kendini kaybettirir gibi oldu ama bir türlü kaybolmadı. Varlığını sürdürürken sıçrama etkisini de gösterdi. Bu nedenle finansal piyasaların bu aşamadan sonra bu tür haberlere yüz çevirmesi çok zor. Yani dünü az kayıplarla atlattık sayılır ama bu durum dalgalanmayı atlattığımız anlamına gelmiyor.
-
Farkı nerede?- Bu dalgalanma, 2007'nin şubat sonumart başında ve haziran başında yaşanan küçük ve kısa süreli iki dalgalanmalardan da farklı. Ortada sadece bir kâr realizasyonu yok. Bu amaç elbette var. Ama onun ötesinde
bu dalgalanmanın bir hikayesi bulunuyor. O hikaye de,
ABD mortgage piyasasında başlayan sorunun giderek büyümesi ve önce yüksek getirili şirket tahvil piyasasına sonra da gelişmekte olan ülke piyasalarına sirayet etmesiydi. Artık karşımızda sadece bir ABD emlak sektöründeki durgunluk ve mortgage geri ödeme sorunu yok. Bu sorun durmakla birlikte ondan daha önemlisi kredi piyasasının sorunlu hale gelmesi var.
-
Hikaye nasıl biter?- Gelinen aşamada kredi piyasasında yaşanan sorunun nereye kadar varacağı, ne kadar süreceği de kestirilemiyor.
Hikaye mutlu sonla da bitebilir mutsuz sonla da. Çünkü
sorunun çıkış yeri olan emlak piyasasında yaşanan durgunluğun ve bozulmanın bittiğine dair veri yok. Burada dibe vurduk denilemiyor. Bu piyasada daha fazla geri ödeme sorunu yaşanabilir. Dolayısıyla hem sorunun ilk çıkış yeri olan emlak piyasasındaki bozulmanın sürmesi hem de kredi piyasasında başlayan endişelerin ve fiyat düzeltmelerinin nereye kadar devam edeceğinin bilinememesi, hikâyenin nasıl sonlanacağını da belirsizleştiriyor.
-
Dalga daha büyük mü?- Buna karşılık
mutlu sonla biten bir senaryoda bile, belli bir hikaye bulunduğundan dolayı, yatışma ve normale dönüş zaman alabilir. Çünkü önce haber akışının düzelmesi ve buna iyice kanaat getirilmesi için, haftalar hatta 1-2 ay gerekebilir. Elbette verilerin de haberlerin de bu sürede olumlu gelmesi kaydıyla.
Dalganın hikayesini dikkate alınca, bu yıl yaşanan iki dalgadan oldukça farklı olduğu, daha büyük boyutlu olacağı ve daha zamana yayılacağı tahmin edilebilir. Trend kırılmasına yol açıp açmayacağı bu aşamada erken bir kestirim olabilir. Yapılacak en iyi hareket dış piyasaların bire bir izlenmesi. Yerlilerin de yaptığı o zaten.
-
Sonuç- "Yolunuzun ilerisini göremiyorsanız, dönemece gelmişsizin demektir" Myrtle Reed
Yayın tarihi: 31 Temmuz 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/31//yildirim.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.