AKP'nin yüzde 46 gibi müthiş bir zaferle çıktığı seçimin bir de kaybedenleri var. Geçen hafta boyu, kazananlar üzerinde durduk. Bu hafta sıra kaybedenlerde..
Bize kalırsa seçimin en kritik ismi ANAP Başkanı
Erkan Mumcu'ydu. AKP'nin, en fanatik AKP'liler tarafından bile beklenmeyen zaferinin arkasındakilerden biri oydu çünkü.
ANAP-DYP birleşmesi büyük bir sinerji yaratmış, önemli siyasal ve toplumsal liderlerin bu merkez birliğine katılmasına yol açmıştı. M. Ali Bayarlar, Sinan Aygünler ve daha nicelerinin de katkısı ile kurulan Demokrat Parti, görünüşte, ANAP+DYP'den kat kat güçlü bir gelişimdi.
Ilımlı İslamcı AKP'nin karşısında CHP solcu, MHP sağcıyken, DP, merkezdeki en geniş boşluğa aday olmuştu. Seçimlere çok kısa bir süre kalmışken, ANAP Başkanı Erkan Mumcu, birleşmekten vazgeçtiğini açıkladı. Hem DP'den, hem de seçimden çekildi.
Mumcu'nun bu tavrı, bir sacayağı üzerine oturan DP'yi tek ayaklı bıraktı. ANAP'la birlikte, bu sinerji oluşumu üzerine DP'ye katılan bağımsız siyasal ve sosyal liderler de çekildiler. DP tek ayak üzerinde sallanmaya başladı. Barajı bile aşamayacağı belli oldu.
Merkezde açıkta kalan oyların şimdi gideceği tek adres kalmıştı. AKP!..
Öcal Uluç, köşesinde
"2002 seçimlerinde Kemal Derviş'in sola yaptığını, bu defa Erkan Mumcu Merkez sağa yaptı" diye yazdı. Her ikisinde de fırsatı değerlendiren AKP olmuştu.
Mumcu'nun bu ani çekilişi fısıltı gazetesini derhal harekete geçirdi. Hemen her kulağa söylenen senaryolardan ikisini köşemde yazdım. Birisi Süleyman Demirel, öteki Fethullah Güven'in müdahaleleri ile Mumcu'nun çekildiği üzerineydi. Gülen senaryosunda, Mumcu'ya gelecek seçimde hem Amerika, hem de Gülen'in desteği sözü ile birlikte bir de yüklü sus payı verildiği ileri sürülüyordu.
Yazım, bu senaryoların öküz altında buzağı arayanlarca çıkarıldığına, son dakika çekilme gerekçesinin halka tam anlatılamayışının komplo teoricilerine büyük fırsat verdiğine dikkat çekiyordu.
Mumcu, yazıma çok sert, bir dosttan, arkadaştan beklenmeyen incitici bir üslupla yanıt verdi. Yayınlamadan önce, benim yazımı ve kendi yanıtını bir daha okumasını rica ettim. Öfkesi yatışan Mumcu'dan beklediğim yanıt geldi. Geçen hafta okudunuz. Mumcu, benim yazımın da insaf sınırlarını aştığını söylüyordu. Yazımı tekrar okudum. Haklı olduğu noktalar vardı.
Örneğin "Mumcu'ya sormadım, çünkü ne dese inanmayacaktım" derken, amacımı anlatamamıştım. Söylemek istediğim, "Bu çekilme öyle bir şok yaratmıştı ki, bu hava içinde ne dense fark etmezdi" demek istiyordum. Yani, inanıp, inanmamamın söylenenlerle alakası yoktu. Benim kafam hiçbir şeyi almayacak durumdaydı.
Şimdi ilk yanıttaki incitici üslup bir yana, Mumcu'nun dediklerini özetleyeyim..
"Çekilmemde Süleyman Demirel ya da Fethullah Gülen etkisi yoktur, olamaz. Süleyman Beyin hakkımdaki düşmanlık ve hakaret dolu sözleri medyada yer almıştır. Fethullah Gülen'e yakın gazetelerde benimle ilgili haber ve yorumlara bakınız. Hepsinin hakaret ve iftira dolu olduğunu göreceksiniz."
Mumcu, çekilme sebebini kısaca anlatmıştı.
"Mehmet Ağar, kendi imzası ile açıkladığı protokoldeki yükümlülüklerinden, parti adı değişimi dışında hiçbirini yerine getirmemiş, hatta gerçekleştireceği umudunu verecek girişimde de bulunmamıştır." Şimdi bu açıklama kamuoyu için yeterli mi?.. Fısıltı gazetesinde Mumcu hakkında dolaşan çirkin komplo teorilerini şıp diye keser mi?.
Mümkün değil..
Erkan Mumcu, seçim gecesi anında istifa ederek, yeni bir sempati ve saygınlık sağlayan Mehmet Ağar'ı, dönüşü olmayan noktayı geçtikten sonra yarı yolda bırakma sebeplerini, ayrıntıları ile açıklamak ve kamuoyunu ikna etmek zorundadır. Yoksa pişmiş aşa soğuk su katan bir lider olarak, bu komplo teorilerini sonsuza dek besleyecektir.
Madde madde hangi konularda anlaşmaya varıldığı, Ağar'ın hangilerini uygulamadığı anlatılmalı, bunların çekilmeyi nasıl zorunlu hale getirdiği izah edilmelidir. Benim köşemde değil, her medyada..
Oysa geçen hafta yazdım.
Siyasette yeni bir sayfanın açıldığı günümüzde, Erkan Mumcu gibi genç liderlere ihtiyaç olacaktır. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Ağar topu topu dört milletvekiline sahip çıkamazken, genç Mumcu, 20 kişilik, üstelik çoğu kafaca AKP'ye yakın gurubundan tek fire vermemeyi başarmış bir liderdir.
Mumcu, hatta bir televizyon ekranında Mehmet Ağar ile karşı karşıya gelmeli ve halkın önünde, kendisini temize çıkaracak ve siyasete dönmesini sağlayacak açıklamaları, üzerinde hiçbir gölge kalmayıncaya kadar yapmalıdır.
Bugünkü Tüm Yazıları
..Ve kaybedenlere bakarsak..
Yayın tarihi: 31 Temmuz 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/31//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.