"Sevmek" fiillerin en güzeli Bir de sevenlerle birlikte bir grupsanız, yani "Severler" olabiliyorsanız ne ala. Şimdilerde tenisle birlikte "Tenisseverler" kelimesi sıkça kullanılıyor gibi. Merakımdan bir de arama motoruna baktım. Rakamlar ilginç. "Futbolseverler" 52.200 ile ilk sırada. Basketbolseverler 45.800, sporseverler 32.500, voleybolseverler 1930, tenisseverler 1480, hentbolseverler 267, boksseverler 439, kanaryaseverler ise 425. Şimdi bu sonuçtan spor branşlarının sosyolojisini çıkartmak gibi bir amacım yok.
Örneğin benim "Severler" kelimesiyle en çok aklıma gelen "Kanaryaseverler". Ama çıkan sonuç farklı. Demek ki, algılama çok daha önemli. Nasıl algılandığın önemli.
İstanbul Cup'la birlikte "Tenissever" kelimesinin algılamada ne kadar yukarılara çıktığını görmek bu anlamda zor olmasa gerek. Ama "Tenissever" olmak, dahası tenis oynayanların biraraya gelerek, Türk sporunda bir kitle oluşturması çok daha önemli bir olgu. Yabancılar buna "Fan" diyorlar.
Bizim özümüzde birlik beraberlik diye bir kavram zaten var. BÜYÜKAKÇAY HAKKINDAKİ YAZI Türkiye'de her sosyal, sportif veya sanat grubunun ardına "Sever" kelimesini koyarak "Fan" oluşturabilirsiniz. Peki bu yeterli olur mu? Dünya "Fan" oluşturmak için çok ciddi emek harcıyor.
Bizde ise tam tersi. Son yıllarda tenis sporunun yükselişi ile birlikte kayda değer bir grup oluşturan Tenisseverlerin, kendi kitlesine karşı daha yapıcı davranması ve sahip çıkması gerek. Örneğin; geçtiğimiz hafta Milli tenisçimiz Çağla Büyükakçay hakkında bu köşede, onun uluslararası turnuvalardaki yükselişinden bahsettim. Belki çok değil ama bir kaç kişi, yazımın bir cümlesini eleştiri konusu yapmış. Yazının bütününde Çağla'nın bir çok yeteneğinden övgüyle bahsetmeme rağmen, eski performansını anlatan "tavuk koşusu" kelimesi öne çıkarılmış. Bir tenissever bunu yapmaz. Yapmamalı çünkü Çağla dahil hiç kimseye bir faydası olmaz.
ERKANGİL'İ ALKIŞLAMAK Anlatmak istediğim, pozitif bir bakışı "Tenissseverler" olarak özümsemeliyiz.
Aslında çok basit bir örnekle bunu önümüzdeki günlerde de yaşayabiliriz. Bir kaç hafta sonra Ted Open Turnuvası başlayacak. Tüm tenisseverler tribünde yerini alarak bunu gösterebilir.
Her ne kadar, Ted'in başkanı sevgili Mehmet Tınaz'ı 3 yıl boyunca İstanbul Cup'ta tribünde ona ayrılmış locasına oturtma başarısı gösteremediysek de bu konuda iyimser yaklaşımdan uzaklaşmadığımı bir "Tenissever" olarak rahatlıkla söyleyebilirim. Asıl önemlisi, 12 Ağustos Pazar günü Bahrami, Nastase, Pioline üçlüsünden çok, sevgili Yavuz Erkangil'i alkışlamak için orada olacağımı belirtmek isterim. Çünkü bir "Tenissever" olarak, Erkangil'in geçen seneki performansını gördükten sonra, bu dörtlünün içinde Bahrami ile birlikte alanının en iyilerinden biri olduğuna inanıyorum.
Yayın tarihi: 30 Temmuz 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/30//haber,DB9AC86505C247B792FA87D812F93432.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.