Denizkızları, Yunan mitolojisinde, bir adada yaşayan ve şarkı söyleyerek denizcileri yanlarına çağıran 'Sirenler' olarak çıkar karşımıza... Sirenlerin adalarının kıyıları, güzel seslerinin büyüsüne kapılıp, kayalıklarda parçalanan denizcilerin kemikleriyle doludur. Odysseus, arkadaşlarının kulaklarını balmumuyla tıkayarak kurtulur Sirenlerin elinden. Ne var ki Sirenleri, balık kuyruklu kadın sanmak yanılgıdır. Onlar, balıktan çok kuşa benzetilir. Kanatları olan Sirenlere balık şeklini veren Romalılardır. Yalnızca Yunan değil, diğer kültürlerde de karşımıza çıkar denizkızları... Brezilya'nın Ris Vermehios Irmağı, her yıl dünyanın en garip gösterilerinden birine sahne olur. Kıyıda toplananlar, yanlarında getirdikleri, dudak boyası, güzellik kremleri ve kolye, yüzük gibi takılarla dolu sepetleri, bir gemiye koyarak, ırmağın denizle buluştuğu yere doğru yola çıkar. Çok geçmeden, denize atılır tüm sepetler! Yapılan dualar da denizin sularına karışır. Hepsi de köle olarak Brezilya'ya getirilen karatenli insanların torunları olan yöre halkı, Yemandja Tanrıçası'na tapmaktadır. Süsü sevdiğine inanılan Yemendja yarı balık, yarı insan bir tanrıçadır. Yolu Sicilya'ya düşen İbn al-Bialsath, bir dere ağzında uyuyan denizkızının dramına yer verir seyahatnamesinde. Arap gezgin, kadınların kocalarından kıskandıkları denizkızını parçalayarak öldürdüklerini yazar. Bir diğer gezgin Jean Cabot'ya göre de denizkızları kötülük getirir. Cabot, denizkızlarından korunmanın yöntemini de bulmuştur: Denize boş şişeler atmak! Denizin beyaz köpükleri arasında görünen denizkızları, beyazperdede de çıkar karşımıza... İskoçyalıların 'Beyazlı Hanım' dedikleri denizkızı, birçok filmde başrol oynar. 1948'de yönetmenliğini Ken Annakin'in yaptığı
Miranda adlı filmdeki denizkızı kötü niyetliyken, 40 yıl sonra çekilen ve denizkızını Daryl Hannah'ın oynadığı
Splash'ta zalim olan insanlardır. Türk Sineması'nda ise denizkızları bir panayır ortamında ele alınır. Barış Pirhasan
Usta Beni Öldürsene'de sirkteki denizkızına âşık bir ip canbazını anlatır. Usta yönetmenliğinin şairliğini unutturamadığı Pirhasan, denizkızının gerçek olup olmadığını izleyicinin yorumuna bırakır. Denizkızı, denizcilerin yüzyıllardır kadına benzettikleri bir fok balığı türüdür aslında... Uzaktan bir kadını andıran bu hayvanlar, memeleriyle yavrularına süt verir. Böylesi bir durumda kayalıklara otururken görüldüklerinde denizkızı sanılırlar. Bu yanılgıya düşenlerden biri de Kristof Kolomb'dur. O bile, Amerika'ya giderken günlüğüne denizkızlarını gördüğünü yazar. Hiç düşündünüz mü; denizkızı var da neden denizerkeği yok? Yanıtı çok basit: Çünkü denizcilerin hepsi erkek. Eğer kadınlar da denizde aylarca gezinselerdi, erkeğe benzetecekleri bir deniz canlısı bulurlardı!
Yayın tarihi: 21 Temmuz 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/21/ct/haber,7B6CAB0C3C824D55941BAC7B6AE15700.html
Tüm hakları saklıdır.