Gazetede yayınlanan röportajı okurken gözlerime inanamadım. Sanatçı, yönetmen gibi unvanlarına, şimdi de milletvekilini eklemek isteyen Osman Yağmurdereli'nin, kendisine, seçimlere ilişkin söyledikleri silindi gitti. Aklımda kalan sadece, çocuk sahibi olamadıkları için birçok yöntem denedikleri ve yine de olmadığı... Evlat edinmeyi ise hiç düşünmemiş. Çünkü bir çocuğun soyu, onun için önemliymiş. İlk düşündüğüm "Bu düşüncelerle iyi ki bir çocuğun babası olmaya çalışmamış," oldu. Kişisel düşüncelerine karışmak olanaksız. Ama bunu bir gazetede söyleyince artık tartışmaya açıktır. Toplumun önde gelenleri ya da en azından gazetelerde boy göstermeyi şu ya da bu şekilde becerdikleri için tanınmış olanları konuşurken düşünmek zorundadır. İsminizin başına sanatçı unvanını koyduğunuz zaman, olmazsanız bile öyle davranmaya çalışmak zorundasınız. Hele toplumun yönetiminde söz sahibi olmak için siyaset yapıyorsanız, kişisel isteklerinizi, kaygınızı, öfkenizi, kısaca duygularınızı kontrol etmekle yükümlüsünüz. Çünkü toplum, sizi izliyor ve sizin iddianız da etkili olmak. Dünyada ve Türkiye'de bu kadar kimsesiz, aileye, anne, babaya ihtiyaç duyan çocuk varken, evlat edinme hakkında basına yanlış ve olumsuz sözler söyleme hakkınız yoktur. Çocuk sahibi olamayabilirsiniz, hatta bir çocuğu dünyaya kim getirmiş olursa olsun iyi yetiştiremeyeceğinizi, anne babalık yapamayacağınızı, sevemeyeceğinizi hissedebilir ve evlat edinmeye de bilirsiniz. Kendinizi tanımanıza ve kararlarınıza saygı duyulur. Ama eğer sanatçı olduğunuzu, uzman olduğunuzu, önemli olduğunuzu idda ediyor, hele de milletin vekili olmaya girişiyorsanız, bunu başarabilecek insanların akıllarını karıştırmaya, kötü örnek olmaya, çocukların yuva bulmalarını engellemeye hakkınız yoktur.
SORUMLULUK ŞART Tüm dünyada sanatçılar ve siyasetçiler, küresel ısınma, açlık, AIDS, evlat edinme, sokak çocukları ve koruyucu aile gibi değerlere sahip çıkar. Örnek olmaya, bu sorunları duyurarak insanları uyarmaya ve sahiplenmeye davet ederler. Toplum önünde konuştukları her kelimenin saygılı olmasına dikkat eder, sorumluluğunu alırlar. Oysa bir bakıyorsunuz, politikacılarımız küfür edip, dövüşüyor, çocuk haklarını savunduklarını iddia ederken onları toplum gözünde sorunlu, katil ilan edip, hatta kendilerini satmakla suçluyor. Sanatçı olduğu söylenen kişiler, bebekler üzerinden kavga ediyor, çocuklara ilişkin yanlış konuşmalar yapıyor, çocukları ve sorunları sadece bir reklam aracı olarak görüyor. Gerçekten sahiplenen, gerçek sanatçı ve politikacılar azınlıkta... Yani örnek olabilen, ona sunulan unvanı, tanınma hakkını iyi kullanan gerçek politikacı ve sanatçılara ihtiyacımız var. Bir toplumun kalkınması için en önemli şeylerin başında, sağlıklı aile yapısı ve doğru çocuk yetiştirmek gelir. Bir çocuk dünyaya geldikten sonra en önemli gereksinimi, onu seven, besleyen, temizleyen, bakan bir anne babadır. Daha da önemlisi, bütün bunları istekle, sabırla ve onun yanında yapmasıdır. Soyu ne olursa olsun, siz iyi bir aile olabilmiş ve çocuğa doğru değerleri vererek yetiştirebilmişseniz, anne baba olmayı başarmışsınızdır.
Yayın tarihi: 21 Temmuz 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/07/21/ct/semerci.html
Tüm hakları saklıdır.