Kısa aralıkla Kıbrıs'ta ve Antalya'daydım..
Kıbrıs'a, dostlarımın yanında olmak için gittim.. Kaya'lar, Artemis'i açıyorlardı.. Baba Kaya, sevgili dost Burhanettin Bey, geçen yaz Belek'te durmadan Kıbrıs'taki çalışmayı anlatırdı, bana. Dünyanın 7 Harikasından, bugün yok olmuş Artemis Tapınağı örnek alınarak, dev bir otel inşa ediyorlardı.. İki oğul Burak ve Doruk ve Kaya'ların ceosu, kadim dost Sami ikide birde Kıbrıs'a uçuyorlardı.. Artemis, Kaya'ların turizmdeki Amiral Gemileri olacaktı.
160 dönüm üzerine yayılmış, 2000'den fazla yataklı dev bir otel ve tatil köyü..
Gittim ki, anlattıkları kadar var.. Mesafeler devasa.. Otelden plaja git gel, o gün başka spor yapmana gerek yok. Benim kaldığım odanın balkonundan plaj, yemek salonu ve eğlence merkezi Sortie, ancak dürbünle görülür..
Sortie dedim evet.. Erol Kaynar da, İstanbul'un güzelliği Sortie'yi taşımış oraya..
Müthiş, ama nasıl müthiş bir yatırım.. İlk bakışta akla seza değil.. Kıbrıs'ın Kuzeyine böylesi para harcamak için deli olmak gerek.. Ya da..
Ya dası, işte orda..
Kumarhane.. Bu dev yatırımı kısa zamanda geri döndürecek şey, kumarhane turizmi.. 2500 yatağı dolduracak.. Bunca masrafı çıkaracak kaynak kumarhane..
Avucumuzun içindeyken, Tansu Çiller'in ani, anlamsız ve düşüncesiz bir kararı ile, Kıbrıs'a, Yunanistan'a ve Bulgaristan'a kaptırdığımız milyarlarla dolar.. Doğru.. Türkiye'de kumarhaneler mafyanın eline düşmüştü. Doğrudur Türkiye'de kumarhane açma izni, Maksim'de Fahrettin Aslan'a bile verilir olmuştu, oteli, ya da tatil köyü var mı, yok mu bakmadan..
Doğrudur, pek çoğu mafya babalarının tekelindeki kumarhanelerde, Türk insanının yuvaları birbiri ardına yıkılıyordu.. Ama çözüm tümden yasaklamak değil, kontrol altına almaktı. Çiller, kendisine de, ekibine de güvenemedi. "Biz kontrol edemeyiz. O zaman yasaklansın" dedi.. Üstelik Turizmin tam da göbeğinden gelen, belki de Cumhuriyet Tarihinin en donanımlı Turizm Bakanı Bahattin Yücel de, patronunun peşinden "Gık" demeden gidince, altın yumurtlayan tavuk kesildi.
Şimdi Türkler için en kolay kumar Kuzey Kıbrıs'ta.. Pasaporta bile gerek yok. Antalya'ya gider gibi gidiyorsunuz Magosa'ya.. Su Otele yerleşir gibi yerleşiyorsunuz Artemis'e..
Eeee.. O zaman neye yaradı Çiller yasası?..
Türkler aynen Kuzey Kıbrıs'ta kumara giderken, özellikle Rusya ve İsrail'den Türkiye'ye akan milyarla doları, şimdi, Yunanistan ve Bulgaristan paylaşıyor. Çünkü Rus ve İsrailliler için Kuzey Kıbrıs'a gidip gelmek sorun.. Siyasal sorun.. Kuzey Kıbrıs'a seyahat edenlere Yunanistan iyi bakmıyor.. Hele işadamlarına.. Turistik sorun.. Kuzey Kıbrıs'a doğru dürüst uçamıyorlar..
Yani, Kuzey Kıbrıs kumarhane turizmini asıl besleyen gene biz, Türkler.. Kulakların çınlasın Tansu Hanım.. Şimdi bu dünyanın en aceleye getirilmiş, en düşüncesiz, en aptalca, en basiretsiz, en korkakça ve de Türk Turizmine en ihanet kararı düzelir mi?.. Nasıl düzelir, ona bakmak gerek..
Bu konu üzerinde duracağız..
Binlerce yataklı Antalya.. Su gibi, dünya güzeli otellere sahip Antalya'yı, "Her şey dahil" üç otuz paraya pazarlamadan kurtarıp, Batı fiyatlarının onda birine değil, hiç değilse yarısına satabilmek, üç ay yerine en azından 6 ay kapıları açık tutabilmek için yapılması gerekenleri düşüneceğiz. Antalya'yı kurtarmak da, Türkiye'yi kurtarmak çünkü..
Mevcut 10 binlerce, hem de üst düzey yatağıyla, altyapısı hazır bu bacasız sanayi, Türkiye'yi Dünya Refah Devletleri arasına sokabilecek bir güç çünkü..
Yolunu kesmesek, para akacak, seller gibi..
Kendi ellerimizle kurduğumuz barajı kim, nasıl kaldırabilir, düşünmemiz gerek..
O zaman başlayalım..
Yarın!..
Bugünkü Tüm Yazıları
Antalya'yı ayağa kaldırmak..
Yayın tarihi: 12 Haziran 2007, Salı
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/12//haber,3B31F7812CCE482899F276E83A1B2041.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.