Bizim X Large Rahşan "Hıncal ağabeyin tuzu kuru" demiş..
Tuba Ünsal'a saldırmıştı ya millet, ilerde evlenirse kocası ile ayrı evlerde yaşamak istediğini söylediği için..
Ben de "Kız haklı.. Ayrı evlerde yaşamak, tabii ekonomik güçleri varsa, aşkın devamı açısından çok sağlıklı" diye yazmıştım..
"Aşkın ölümü nasıl olur?. Alışkanlığa dönüşerek.." Rahşan tam da buranın üstüne basarak "Bizim istediğimiz de bu" diyor.. Yani aşkın alışkanlığa dönüşmesi..
Öyle duygusal cümlelerle anlatmış ki.. Çamaşır makinesinde kirlilerin karışması, müzik setinde sevilen şarkıların potporisi.. Yatağın sol yanındaki yastığa kokusunun sinmesi..
Evlenirken edilen
"Ölüm bizi ayırıncaya kadar" sözünün tutulması yani..
Fazla itirazım yok bu klasik görüşte olanlara.. Huzurlu yaşamın anahtarı bu.. Ama benim bir tezim vardır hep..
Huzurla, mutluluk ayni kefede olmazlar pek. Birinin olduğu yerde öbürüne rastlanmaz.. Ben yazımda "Fırtınalı aşkları, huzurlu alışkanlıklara tercih ederim" demiştim..
Bir tercih eninde sonunda..
Birini tercih, öbürünü inkâr değil..
My Fair Lady'de Prof. Higgins, yarattığı Eliza Doolittle'a "Sana alıştım" diye ilanı aşk etmez mi?.
Yıllar önce bir yazımda
"Divana uzanmış gazetelerimi okurken, onun evin içinde bir yerlerde olduğunu hissetmek bile harika oluyor, görmesem, duymasam, dokunmasam, koklamasam da" diye yazan ben değil miyim?.
Ne oldu sonunda.. Ayrı evlerde yaşarken efsaneydik.. Bana taşındı..
Aşkı sürdüremedik.. Gitti..
Holly ile de öyle olmuştu.. En mutlu günlerimiz, ayrı evlerde yaşadığımız günlerdeydi.. Müthiş özlerdik birbirimizi.. Bu özlem içinde buluşma ayarlayınca, ikimiz de en iyi halimize bürünmek için çırpınır, birbirimiz için hoşluklar hazırlardık..
Sonra ayni eve, ayni odaya yerleştik. Özlem bitti.. Onun için hazırlık yapmalar, hoşluklar düşünmeler bitti.. Aşkı ateşleyen her şey bitti. Alışkanlık oldu.. Bıkkınlık oldu.. Gitti..
Aşk özlemdir..
Sesini özleyeceksin.. Tenini, vücudunu özleyeceksin. Kokusunu, yüzünü özleyeceksin. Bunlara alıştın mı özlem biter, başka şey başlar.. O başka şey de aşkın yerini tutmaz..
Çok mutlu yaşamışlar, karı koca uzun yıllar, bir yastıkta kocayarak.. Adam ölmüş sonunda.. Acısına dayanamayan karısı da, bir iki ay sonra gitmiş..
Yukarlarda İrem Bağlarında, Kevser ırmağı kenarında bir yerlerde dolaşırken kadın, bir bakmış kocası, fıstık gibi bir huri ile aşna fişne..
"Bu ne hal kocacım" demiş.. "Ne çabuk unuttun beni.."
"Nankörlük etme kadın" demiş, adam.. Ben sana 'Ölüm bizi ayırıncaya kadar' diye söz vermiştim, değil mi?.."
Bugünkü Tüm Yazıları
Tuzum yok ki, kuru olsun!..
Yayın tarihi: 10 Haziran 2007, Pazar
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/06/10//haber,F847904C4CC74F53A4A11ED2782975ED.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.