Malum günlüklerinden öğrendik ki darbe heveslileri kendi aralarında, dönemin Genelkurmay Başkanı Org.
Hilmi Özkök'e
' dinci' diyorlarmış. Ne kadar sığ, ne kadar basit bir akıl yürütme.
Acaba Özkök'e dahi 'dinci' diyebilen bu zihniyet,
Atatürk döneminin Genelkurmay Başkanı Mareşal
Fevzi Çakmak için hangi tabiri kullanırdı?
Araştırmacı
Oğuz Akay hayırlı bir iş yaparak, Atatürk'ün sofrasına ilişkin, çeşitli anılarda yer alan
anekdotları bir araya getirmiş:
' Benim Sofram Bu.' (Truva Yay.)
Kitapta Fevzi Çakmak'ın da bazı anıları yer alıyor ve yukarıda ortaya attığım sorunun cevabını orada buluyoruz.
Atatürk'ün sofrasında sürekli yer alan kişilere '
mutat zevat' denirdi. O sofrada oturmak büyük bir prestij sağlardı ve bazı simalar bunu çıkarları için kullanırdı.
Mutat zevatın hiç sevmediği ve en küçük olumsuz dedikoduyu bile yemeyip içmeyip Gazi'ye yetiştirerek saf dışı bırakmaya çalıştığı iki önemli kişi vardı: Başbakan
İsmet İnönü ve
Fevzi Çakmak .
Niye? Çünkü onlar, mutat zevattan gelen
avanta lavanta taleplerine boyun eğmiyordu.
"
Birkaç sefer bana geldiler " diye anlatıyor Çakmak: "
Bazı şüpheli komisyoncuları bana tavsiye ederek orduya silah, cephane, giyecek filan satmaya kalkıştılar. Hem de nasıl şartlarla? Parayı peşin ödeyecektim. Malzemeler sonradan bize teslim edilecekti... Onları kovunca bana daha da kızdılar. "
Sonra ne mi oluyor?
Tahmin ettiğiniz şey: Çakmak'ı
gericilikle ve
inkılaplara karşı olmakla suçluyorlar.
Gerisini Çakmak'tan dinleyelim:
"
Sigara içmediğim, ağzıma bir damla içki koymadığım, elime ömrüm boyunca iskambil kağıdı almadığım doğrudur. Dinime de bağlıyım. Allah'a inanırım. Namaz kılarım. Oruç tutarım. Ama bir insanın Allah'a inanması, ibadetini aksatmaması ile gerici olması arasında en ufak bir ilgi yoktur. "
Ardından da ekliyor:
"
Beni gericilikle suçlayanların bir şeyden daha haberleri yoktu. O da Mustafa Kemal Paşa'nın,
yaptığı bütün inkılapları gerçekleştirmeye kalkışmadan önce benimle uzun boylu konuşup tartıştığı idi. "
Evet, işte böyle... Çıkarına taş konulanlar, eskiden olduğu gibi bugün de kendilerine engel olanları, tezgahlarını bozanları
dinci,
gerici,
hain,
satılmış diye etiketliyor.
Anılardan söz açmışken soralım: Acaba emekli Org. Hilmi Özkök de, Fevzi Çakmak gibi anılarını anlatır mı? Keşke konuşsa da, "
siyaseti bırakın, işinize bakın " diyerek hangi çıkarlara çomak soktuğunu öğrenebilsek.
Yayın tarihi: 20 Nisan 2007, Cuma
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/20//haber,80E8AC8AD74243E296A3F2F002344F09.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.