Hep diyorum ya, "Ekranda iyi bir şeyler gördüğümde çocuklaşıyorum, ne yapacağımı bilemiyorum" diye... Tıpkı bir çocuğun "Keşke hiç bitmese" diye umut ettiği elma şekerini yalamadan önce uzun uzun koklaması gibi, bu güzellikleri kağıda dökmeden önce beynimde iyice evirip, çeviriyor, keyfini çıkartıyorum. Güzellik bu kez Yaşamdan Dakikalar ekibinden geldi. Programın 100. bölüme ulaşıp, dalya dediği hafta, Pendik Aydos tepesindeki Ercan Görür Lisesi'ne binlerce kitaptan oluşan dev bir kütüphane armağan edildi. Kitaplık, Yaşamdan Dakikalar ekibinin kendi kişisel kitaplarından ve yayın evlerinin hediye ettiği eserlerden oluşturuldu. Öğrenciler için en az kitaplar kadar değerli olan ise Hıncal Uluç, Sunay Akın ve Nebil Özgentürk'ün okuldaki sohbetleriydi. Bu vesileyle; ekranda bilgiyi, kültürü, sanatı görmeyi arzulayan, elindeki kandilin cılız ışığıyla "kaliteyi" arayan bir televizyon yazarı olarak, haftada bir kez de olsa "ruhumu silkeleyip, kirimden pasımdan arınmama yardımcı olan" Yaşamdan Dakikalar'ın tüm ekibine şükranlarımı sunuyorum. Kimin, yaşamda kaç dakikası kaldığının bilinmezliğini aklımdan bir an olsun çıkarmadan... Nice 100 programlara...
Bugünkü Tüm Yazıları
Geriye kalan dakikalar için...
Yayın tarihi: 18 Nisan 2007, Çarşamba
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/18/gny/haber,1FA0BAABD08A4B98A5EFA247CF58EC0C.html
Tüm hakları saklıdır.