Gus Van Sant: İyi ki İstanbul'a gelmişim!

Malum,'Fil', 'Gerry' gibi filmlerin arkasındaki usta yönetmen Gus Van Sant, geçtiğimiz hafta İstanbul'daydı. Sant'ın İstanbul'a geliş nedeni, Akbank sponsorluğundaki 26. Uluslararası İstanbul Film Festivali'nin 'Sinema Onur Ödülü'nü almaktı. Altın Palmiyeli, bağımsız bir sinemacı, Hollywood'un gözde yönetmenlerinden.... Kendisi akıntıya kürek çekerek Amerikan bağımsız sinemasında çok önemli bir yer edinmiş isim olarak biliniyor. Sessiz, sakin halleriyle dikkat çeken ama sinemasını konuşmaktan da hiç gocunmayan, bilakis her soruya özenle ve detaylı yanıt veren Gus Van Sant ile yaptığımız bu özel söyleşinin tamamı Empire sinema dergisinin mayıs sayısında yer alacak. Ama en önemli bölümlerini aşağıda okuyacaksınız. Röportaja başlarken Sant'a soruyoruz İstanbul'a gelmeye karar vermesinde Chris Doyle'un etkisi var mı? Yanıtı hemen 'evet' oluyor. Ünlü yönetmen, Doyle için, "Üç yıl önce festivalin konuğu olarak geldiği İstanbul'u o kadar methetti ki, çok merak etmeye başladım. Festival direktörü Azize Tan'dan böyle bir teklif gelince de hiç kaçırmak istemedim. İyi ki gelmişim! İzleyicisiyle bütünleşmiş bir festival, çok başarılı" diyor.

BROKEBACK'İ ÇEKSEYDİM
Gus Van Sant'ın festival programında yer alan 6 film de onun cesur ve deneylere açık tavrını sergileyen yapımlardı. Kısa filmleri ve kült mertebesine ulaşan ilk uzun metrajı 'Male Boche' ile başlarsak, 22 yıl önce bugünkü başarısına ulaşacağını bekliyor muydu? Doyle bu soru karşısında şunları söylüyor: "Hayal bile edemiyordum açıkçası. O zamanlar tek derdim elimdeki projeyi satıp, film yapabilmekti. Sonra da o filmi satıp, yeni bir proje için para bulabilmeye çalışıyordum. Sadece film yapmak istiyorsanız bu koşuşturmada bir şeyleri hedeflemek çok zor." Sinema kariyerinde 'keşke ben çekseydim' dediği bir film olup olmadığı sorusuna ise yanıtı açık: "Aklıma ilk gelen 'Brokeback Dağı'. (Ang Lee'nin yönettiği, geçen yılın üç Oscarlı filmi) Proje önce bana gelmişti ve çalışmalara başlamıştım ama sonra yarım kaldı, diğer projelere yöneldim. Ben çok farklı çekerdim tabii ki ama Ang Lee'nin filmi de gayet iyi."

BAĞIMSIZLIK ÖNEMLİ!
Gus Van Sant; Nicole Kidman'ın rol de yapabileceğini ispatlayan 1995 tarihli 'Sonsuz İhtiras'da olduğu gibi Hollywood yıldızlarıyla çalıştı, 'Can Dostum' ile Matt Damon ve Ben Affleck gibi starlar yarattı ama Hollywood'un herkes için farklı bir yer olduğunu söylüyor: "Sadece paraya odaklı, bildik formüllerin olduğu bir yerde fazla yaratıcılık olamaz. Bağımsız filmler yaptığınızda özgürlüğünüz çok fazla. Zaten şimdi kendi yapmak istediğim sinemaya döndüm. 'Gerry', 'Fil' ve 'Son Günler' de bunun yansıması." Ünlü yönetmen genç yaşta intiharıyla efsane katına ulaşan müzisyen Kurt Cobain'in son anlarından esinlenen filmi 'Son Günler'i genç yaşta ölen sevdiklerine bir veda olarak tanımlıyor ve şunları söylüyor: "Yaşarken birkaç kez görüşmüştük. Hatta ona bir rol de vermek istiyordum ama olmadı işte..." Gus Van Sant, yeni filmi 'Paranoid Park'la yine Cannes'da boy göstermeye hazırlanıyor ve şunları anlatıyor: "Fil' ile Altın Palmiye kazandığım zaman çok şaşırmış ve sevinmiştim. Bu yıl ise yarışma filmleri henüz açıklanmadı. Bu nedenle Cannes'ın hangi bölümünde yer alacağımı bilmiyorum. Ama yolculuk yapmayı çok seviyorum. İstanbul'un ardından Cannes'a gitmek, Avrupa'da dolaşmak büyük bir keyif."