Sonunda bu da oldu.
Bu ülkede gün geçtikçe birbirinden ilginç olaylar meydana geliyor. Devletin hayati kurumlarını hedef alan, nereden geldiği belli olmayan belgelerin yol açtığı gerginlikler dahil son dönemde esrarını koruyan birçok olay yaşandı.
Bu son anlatacağımız örnek ise belki de Cumhuriyet tarihinde yaşanan bir ilk. Çünkü, Türkiye'de adaletin ve rejimin belkemiği kurumlarının ön sıralarında yer alan Yargıtay'ın önce banka hesaplarının kontrol edildiği, sonra da vergi incelemesine tabi tutulduğu gibi akılları kemiren bir şüphe var. İlk olarak yargı, sonra da maliye kaynaklarından aynı duyumları almamla araştırmalar sonucu elime ulaşan bir belge, bu şüpheyi haklı hale getiriyor.
Çünkü, Mithatpaşa Vergi Dairesi'nden, Yargıtay'a gönderilen 12 Mart 2007 tarih ve 10879 sayılı resmi yazıda, banka hesaplarının incelenmesi üzerine Yargıtay'dan, bankadaki hesabının getirdiği faizden vergi vermesi isteniyor. Hem de, yasada benzer kuruluşlara böyle bir muamele yapılamayacağı açıkça belli olmasına rağmen. Bununla da kalınmıyor. Aynı belgede Yargıtay'ın açıkça cezalandırılabileceği yönünde uyarıcı ifadelere yer veriliyor. Bakın elimizde bir kopyası olan resmi belgede neler yazıyor:
"Yargıtay 1. Başkanlığı'na, Ankara Vergi Dairesi Müdürlüğü Ankara Vergi Dairesi Başkanlığı Denetim Grup Müdürlüğü'nün Vergi Dairesi'ne gönderdiği listeye göre, 2004'te Şekerbank'tan 11 milyar 498 milyon 823 bin lira faiz geliri elde ettiğiniz anlaşılmıştır. Vergi dairesindeki dosyanızın incelenmesinden yukarıda belirtilen faiz gelirinizi beyan etmediğiniz görülmüştür. Bu nedenle yapılacak işlemlere esas olmak üzere bu geliri beyan edip etmediğiniz, etmediyseniz buna ilişkin açıklamalarınızı yazının tebliğinden 15 gün içinde dairemize bildirilmesi gerekmektedir. İstenen belgelerin belirlenen sürede verilmemesi veya aynı süre içinde beyanname verilmemesi halinde Vergi Usul Kanunu'nun 30. maddesi uyarınca resen takdir yoluna gidileceği hususunu tebliğ ederim. Ankara Mithatpaşa Vergi Dairesi Müdürü." Yargıtay'ın bu tip bir faiz geliri nedeni ile vergi mükellefi olması söz konusu değil. Yani "beyan et öde denemez." Benzer durum, Sayıştay, Danıştay, SPK, Kamu İhale Kurumu, bakanlıklar, üniversiteler ve RTÜK gibi kurumlar için de geçerli. Ama belge aynen böyle. Şimdi burada, birkaç soru akla geliyor. 1-Taa 2004'teki bir hesap neden şimdi akla gelir? 2-Yasada, böyle bir girişimde bulunulamayacağı bilinirken, neden Yargıtay'a bu tür bir yazı bu kadar kritik bir dönemde gönderilir? 3-Kurumun banka hesapları teker teker incelenmiş midir? Bu konu inşallah sadece teknik bir hatadan kaynaklanmıştır. En azından biz öyle düşünmek istiyoruz. Yoksa, artık bu iş bu ülkede şirazesinden çıkmıştır.
Yayın tarihi: 16 Nisan 2007, Pazartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/16//haber,2750B1101FE34E1082F5B8E2A05735B1.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.