Hilmi Özkök durup dururken neden konuştu?..
Düşünün bakalım, gündemin tepesinde ne var, o gün?..
1-Cumhurbaşkanı seçimleri.. Aday kim olacak?..
2-Cumartesi, 14 nisan (Bugün) mitingi..
Başbakan ve partisi Cumhurbaşkanı adayını belirlememiş.. Mitingden de fena halde rahatsız olduklarını her fırsatta belirtiyorlar.. Başbakanın dümen suyundaki kalemler, 14 Nisan mitingine katılımı azaltmak için akıllarına gelen her şeyi yazıyor, senaryoları kesin kabul edip yorumlar yapabiliyorlar..
Tam böyle bir ortamda, mitingi düzenleyen Atatürkçü Düşünce Derneği'nin Başkanını geçmişte darbe planlayan bir komutan olarak sunmak fevkalade işe yarayabilir..
Hilmi Özkök Paşa harika bir zamanlama ile ortaya çıkıyor "Ne desem ateşe benzin dökerim" diyerek, ateşe, hem de süper oktanlı benzin döküyor.
Komutanın en önemli vasfıdır, Durum Muhakemesi yapmak.. Savaş bu muhakeme doğru yapılırsa kazanılır. Kararlar bu muhakeme üzerine verilir çünkü..
Hilmi Özkök gibi, bu ordunun en büyük komuta kademesine gelmiş bir asker, durum muhakemesi yapmaktan aciz olabilir mi?.. Mümkün mü?.. Sözlerinin nasıl yorumlanacağını biliyor.. Onun için "Konuşmuyorum" diyerek hem de nasıl konuşuyor, tam da gününde..
Ertesi gün çıkan gazeteler ne kadar doğru durum muhakemesi yaptığını ortaya koyuyor. Tüm iktidar destekçileri, Özkök'ün söylemediklerinden (!) mana çıkarıp, 14 Nisan mitingine saldırıyorlar..
Bu mitingden fena halde rahatsız olduğunu her eylem ve söylemi ile gösteren Başbakana, hem de asker kanadından, hem de böyle üst düzeyde bir destek!..
Mucize.. Zamanlama mucizesi..
Peki neden yapıyor Özkök bunu..
Bu da benim yorumum..
"Cumhurbaşkanlığına aday arıyorsunuz.. Eğer siz olmayacaksanız, işte ben buradayım, hatırlatırım!.."
Yayın tarihi: 14 Nisan 2007, Cumartesi
Web adresi: https://www.sabah.com.tr/2007/04/14//uluc.html
Tüm hakları saklıdır.
Copyright © 2003-2007, MERKEZ GAZETE DERGİ BASIM YAYINCILIK SANAYİ VE TİCARET A.Ş.