ERTUĞRUL Özkök'ün fevkalade insancıl bir yazısını dostlar fena halde sündürüp (Kilis deyimidir, lastik gibi anlamına) uzattılar.. Asansöre binmiş Ertuğrul.. Rezil bir ter kokusu.. Başka kimse yok.. "Şimdi ben inmeden bir katta durur da giren kokuyu benden bilirse" diye ter dökmüş, onu anlattı.
Efendim o iğrenç ter kokusunu "Ter-emek" ilişkisine bağlayıp nasıl sakız yaptılar, haftalardır..
Ter kokusunun sebebi ikidir. Birisi hastalık.. Allah vermesin. Tedavisi zordur. İki harika kız tanıdım.. Nasıl güzel, nasıl çekiciydiler, ama bir metreden fazla yaklaşamazdın. Öyle kokarlardı.
Bir defasında New York'tan geliyorum.. Uçağın kapısında gördüm, 20'nci sıradaydı.. Öyle çarpıcıydı.. "Uçak kalkınca hostese 20 dolar veririm, hala boşsa beni yanında oturtması için" dedim içimden ve de yerim tam da yanı çıkmaz mı?..
Uçak kalkınca hostes anladı halimi, 20 dolar istemeden değiştirdi yerimi.. Öyle kokuyordu. Kokuyu örtmek için bir şişe Şalimar boşalttığı halde.. O gün bugün Şalimar'dan da nefret ederim..
İkinci sebep pisliktir. Yıkanmayan kokar, fena halde ter..
Koku iyi şey değildir. Kimse kokmak istemez. Bu yüzden bir sanayi doğmuştur. Deodoran.. Yani koku örten..
Bir defa benzeri başıma geldi..
Asansöre bindim ki, leş.. Benden evvel kim bindi ise yellenmiş.. Ama nasıl yellenmiş.. Amerikalıların bir lafı var. Asansörde iki kişi varsa ve birisi yellenirse, kimin yellendiğini ikisi de bilir..
Peki şimdi ben inmeden ara katlardan birinde dursa asansör ve mesela, Sabah'ın ya da atv'nin o bakmaya kıyamayacağınız güzel kızlarından biri binse, ne düşünür?. Siz binseniz içerde sadece ben varken, bir de o leş koku ne düşünürsünüz..
Öldüm asansör durup da inene kadar.. Ne dualar ettim, kimseler binmesin diye.. "Valla ben yapmadım" diye yeminler etsem, durum kurtulur mu ki!..
Damdan düşen halden bilir.. Ben Ertuğrul'u anladım.. Aslında herkes anladı da..
Rivayet muhtelif sadece.. (Efendim, Sabah'ta işler karıştı ya bugünlerde.. Ben usul usul Hürriyet'e tüyme hazırlıkları yapıyorum da onun için yazdım bu yazıyı, anladınız tabii.. İnşallah Ertuğrul da anlamıştır.)