Otomobille "1 saat" dolaşıyorsunuz.
Ve Mersin'in içinde "4 farklı Mersin" görüyorsunuz.
Birincisi:
"Sahildeki" Mersin.
Burası "AB standardında."
Lüks evler, lüks otomobiller.
Lüks giyim mağazaları.
Lüks lokantalar.

İkinci Mersin:
"Eski" Mersin.
Yoğurt Pazarı, Camii Şerif Mahallesi, Silifke Caddesi, Gümrük Meydanı.
Buraların önemli bölümü "SİT alanı."

Üçüncü Mersin:
Belediyenin bizce "başarılı çalışmasıyla" kurulan "Yeni Mersin."
"Kuzey' e kayan" Mersin.
Geniş bulvarlar.
Villalar, çok katlı apartmanlar.
Spor tesisleri.
Ah keşke "20 yıl, 30 yıl, 40 yıl önce" Mersin "Kuzey'e çekilseydi."
Büyükşehir Belediye Başkanı Macit Özcan'ın deyimiyle:
- Mersin çok hor kullanılmış.

Ve dördüncü Mersin:
"Göç nüfusunun" Mersin'i.
"Akdeniz Belediyesi" sınırları içindeki Mersin.
Portakal Mahallesi...
Şevket Sümer Mahallesi...
Demirtaş Mahallesi...
"Buralar" Şanlıurfa, Mardin, Hakkari, Diyarbakır, Cizre, Dargeçit, Bismil, Kızıltepe, Şırnak, Siirt, Kurtalan, Batman "karışımı."

4 ayrı Mersin'in 4'ünde de "yaşam farklı."
"Milli gelir" farklı.
" Birinci Mersin " sabaha kadar "ışıl ışıl, cıvıl cıvıl."
İkinci Mersin, "hava karardıktan sonra sokağa çıkmasanız iyi olur" Mersin'i.

- Talat bey, sizin sektör ne alemde? Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanı Talat Dinçerler'in yanıtı:
- Tarım durdu, esnaf stop etti... Piyasa durgun, ticaret yozlaştı... Arayıp soranımız yok.

- Cengiz bey ne diyorsunuz?
Mersin Ziraat Odası Başkanı Cengiz Gökçel:
- Narenciye 3 yıldır para etmiyor... Çiftçi zorda... Tarım kesiminin kahvede çay içecek parası yok... Ağlıyoruz kimse gözümüzün yaşını silmiyor.

Unutmadan söyleyelim, Mersin'in mutlaka yazılması gereken bir de "mezarlığı" var.
Mezarlık değil sanki "büyük bir park."
Müslüman ile Hıristiyan, Ayşe ile Corc, "bir arada... Aynı mezarlıkta."
Mersin'de "gerçek eşitliği" burada gördük.