İtalyan aygırı 62 yaşında ringe dönüyor
Sylvester Stallone-Rocky Balboa ikilisi üzerine yazılabilecek her şey yazıldı, söylenebilecek her şey söylendi. Yeni ne ekleyebilirsiniz? Bu 'İtalyan aygırı', küçük rollerde harcanan iri yarı, ama yeteneksiz bir vücutçu iken, aylar yıllar boyu kolunun altında şirket şirket dolaştırdığı 'Rocky' senaryosunun filme alınmasıyla birden zirveye tırmandı, film Oscar aldı, kendisi aday oldu. Ve bir maçta ünlü olan Philadelphialı boksörün hikâyesi gibi, Stallone'ninki de 'Amerikan rüyası'nı doğrulayan örneklerden sayıldı. Köprülerin altından ne çok sular aktı!... İlk Rocky'den 31 ve sonuncusu olan Rocky 5'ten 17 yıl sonra, Stallone dönüyor. Bir ZAZ komedisinde, duvarda 'Rocky 79' yazan bir afiş vardır. O kadar olmadı, ama tam altıncı Rocky filmi de az başarı değil doğrusu!... Yıllar Stallone'ye insaflı davranmış denemez. Yüzü bir maskeye döndü: adeta kendi kendisinin karikatürü... 2000'li yıllarda ise hemen tüm ününü yitirdi. Bahse girerim: bu son Rocky için yine şirket şirket dolaşmıştır!... Ama sonuç bu kez hiç de fena değil. Sanki Stallone, 62 yaşında yeniden doğmuş gibi. Aslında filmin şeması eskilerden çok farklı değil. Eşi Adrian'ı (Talia Shire) yitirmiş Rocky, onun adını verdiği lokantasıyla avunur, araları mesafeli olan oğlunun sevgisini kazanmaya çabalar. Ağır siklette ortalığı kasıp kavuransa zenci boksör, küstah ve kibirli Mason Dixon'dır. Ama eskileri karıştırmaya meraklı bir spor kanalı, onlara düşsel bir karşılaşma yaptırır. Ve bilgisayar, Rocky'yi galip ilan eder!... Dixon ve menejeri için bu, büyük kitleyi ilgilendirecek bulunmaz bir fırsattır. Rocky Balboa yeniden antrenmanlara başlar ve ringe çıkar. Filmin en ilginç yanı, Stallone'nin yine kahramanlık ve yenilmezlik edebiyatı yapmaktan kaçınması, tam anlamıyla yaşına göre bir hikâye anlatmaya sıvanması. Böylece film, özellikle ilk yarısında yaşlanma ve daha özelde, spor ilahı olmuş birinin yaşlanması dramına dönüşüyor. Bu bölümlerde abartısız bir duygusallık ve elle tutulur bir hüzün geziniyor ortalarda... Aslında sonrası da öyle geliyor. Gerek baba-oğul ilişkileri, gerek çevredeki diğer 'yaşlı adamlar topluluğu'nun verilmesi, gerekse kaçınılmaz 'kadın kahraman'ın takdimi çok ölçülü ve inandırıcı. Maç bölümü, renkli ve siyah-beyazı karıştıran (siyah-beyazda kan ne denli çarpıcı duruyor!) çok hızlı kurgusuyla, insanı biraz sersemletiyor. Ama bu da artık Rocky filmlerinin kaçınılmaz finalidir ve de boks sahnelerinin yine çok etkili olduğu söylenebilir. Velhasıl Stallone belki tam yerinde, tam zamanında, iyi hesaplanmış bir dönüş yapıyor. Özellikle nostalji hatırına görülebilir.
ROCKY BALBOA * * * Yönetim ve senaryo: Sylvester Stallone/ Görüntü: J. Clark Mathis/ Müzik: Bill Conti/ Oyuncular: Sylvester Stallone, Burt Young, Milo Ventimiglia, Geraldine Hughes, James Francis Kelly, Tony Burton, A. J. Benza/ MGM-Columbia filmi.
|