|
|
'Allah Allah, ben bunları nasıl öğrendim'
-30 yıl önceki İbo'dan sizi ayıran ne? - Sadece şöhret! Gittikçe yol alıyor, iş alanları genişliyor, ekmek yiyen artıyor.
- Bir mağarada doğup imparatorluğa yükselirken değişip geliştiniz mi, yerinizde mi sayıyorsunuz? - Adam olarak değişmedim; kültür olarak geliştim. Yani bilgilendim, bilge oldum. Yüzmeyi öğrendim artık; beni denizin ortasına bıraksan boğulmam yani. Ama adamlığım değişirse biterim.
- Hiç okur musunuz; merak eder misiniz yeni kitapları, filmleri? - Kesinlikle kitap mitap okumam, yalan söylemeyeyim. Ama sinemayı çok severim. Sinemayı, baka baka öğrendim, uzaktan! Ben kim, yönetmenlik kim, senaryo yazmak kim? Şimdi bakıyorum; yazıyorum, yönetiyorum, oynatıyorum. Sonra ne alakası var diyorum! Sinan Çetin'e soruyorlar, "İbo tanıdığım birkaç yönetmenden çok daha iyidir," diyor.
-
Şaşırtıyor mu bu sizi? - Hayır kendime şaşırıyorum. Nereden öğrendim bunları diyorum. Okula da gitmedim, allah allah ne alaka!
- Peki nereden besleniyorsunuz, bir sanatçının beslenmesi gerekmez mi? - Edebiyat okumadım ama halkiyat okudum! Edebiyatı çok severim, bilene de saygı duyarım, dinlemek isterim. İçinde duygusallık var, şiir var, şair var, okur var. Ben bir yazımda (Bugün gazetesinde yazarken) 'ahkâmı kâmil' lafını kullandım, Ali Atıf Bir dedi ki "O bu cümleleri nereden bilir." Hiçbir zaman fikrnamuskârlık yapmadım! Köşemi kendim yazardım; asistanım Damla, nokta ve virgülleri düzeltirdi.
|