|
|
İlaç gibi albüm
Orhan Osman, kolikli kızı Özüm'ün ağlamasını durdurmak için anne karnındaki sesi dijital ortamda yarattı..
Buzuki Orhan Osman dört yılını bir albüm üzerinde çalışarak geçirdi. Ancak titizlikle yürütülen bu çalışma, yayınlandığında hiçbir müzik listesine giremeyecek. Osman, anne karnındaki sesi aradığı için travma geçiren kolikli bebeklere özel bir albüm hazırladı.
'Bebek kolik, biz panik olunca albüm yaptık'
Buzuki Orhan Osman ve eşinin hayatı, bebeklerinin kolik olması nedeniyle kâbusa dönüşmüştü. Anne karnındaki sesleri aradığı için sürekli ağlayan bebeğin imdadına, müzisyen olan babanın süpürge, su ve kalp atışı seslerini kullanarak geliştirdiği albüm yetişti.
Buzuki Orhan, üç yıldır yeni bir albüm üzerinde çalışıyor ancak bu kez yaptığı albüm çok farklı. Çünkü bunda elektrik süpürgesi sesinden kalp ritmine, fön makinesi uğultusundan tazyikli sus sesine kadar birçok ritmi bir arada bulmak mümkün. Üstelik 200 kez stüdyoya girerek hazırladığı 70 dakikalık bu albüm için Buzuki Orhan'ın hedeflediği kitle de ilginç: O, bu albümü 0-3 aylık kolikli bebekler için yaptı. Orhan Osman ve eşi Neslihan ile, kolikli kızı Özüm'ü susturmak için yapılan albümü konuştuk.
- Kızınız ne zaman dünyaya geldi ve hayat sizin için ne zaman çekilmez hale dönüştü? -
Neslihan Osman: 2004 Mart ayında dünyaya geldi kızımız Özüm. Her şey normaldi ilk başlarda, üç saat uyurdu, kalkardı emzirirdim. Ama üç hafta sonra deyim yerindeyse kabus başladı. Durmaksızın ağlamaya başladı. "Karnı acıktı, gazı var," diye düşünemeyeceğimiz kadar uzun süre ağlıyordu. Akşam dörtte ağlamaya başlıyordu, 22:00'ye kadar susmuyordu. Doktora gittik, bize kolik' olduğunu söyledi. Şoke olduk. Ne olduğunu bilmiyorduk, önemli bir hastalık zannettik, kolitle karıştırdık. Meğerse sadece bir sendrommuş. Çok panik yaptık... gülüyor) Konuşsana hayatım... - Orhan Osman: Hatırlayınca halimizi komik geldi. Şimdi o haberi aldığımızdaki üzüntümüz aklımıza geliyor, çok gülüyoruz.
- Bebek ağladığında ne yapıyordunuz? Çok çaresiz kalıyor olmalısınız... - N. O.: Herkes profesyonel olmuştu. Tam anlamıyla tesisatı kuruyorduk. Evde herkesin bir görevi vardı. O dönem oturduğumuz evde uzun bir koridorumuz vardı, babamın görevi o koridorda Özüm'ü gezdirmek, benim görevim emzirmekti. Annem ütüyü hazırlardı...
- Ne ütüsü, ütüyle ne yapıyordunuz bebeğe! - O. O.: Yok, yok kötü bir şey yapmıyorduk... Ütüyle bez ısıtıp, karnına koyuyorduk rahatlasın diye...
'KAYINVALİDEM İSYAN ETTİ' - Rahatlıyor muydu? - N. O.: Nerede... Tek çare, banyoya gidip suyu açıp yemek yedirmekti. O arada koşturup salona gelip, elektrik süpürgesini açıp uyutmak tek çözümdü. Annem bir buçuk ay banyoda yaşadı. Sadece orada, tazyikli su sesiyle yemek yiyebiliyordu. Elektrik süpürgesinin ise mucizevi bir etkisi vardı. Saatlerce ağlamanın üstüne elektrik süpürgesini açınca bir anda susuyordu, mecburen süpürge açık oturuyorduk.
- Çok ilginç... Peki neymiş koliğin tıbbi açıklaması? - O. O.: Amerika'da kolik üzerine çalışmış bir doktor var Harvey Carp. Onun tezi şu: Anne karnında geçirilmesi gereken süre bazı bebekler için dokuz, bazıları içinse 12 ay. Doğal olarak çocuklar, dokuz ayda doğunca dünyaya adapte olamıyor ve anne karnındaki sesi arıyor. İsteğin kadar kucağına al, besle, altını değiştir hiçbiri işe yaramıyor. İşin sırrı o sese yakın herhangi bir şey. Bu da doktorların tecrübeleriyle belirledikleri elektrik süpürgesi sesi, fön makinesi sesi, su sesi... Doktor bize uğultulu sesler kullanmamızı önerdi.
- Bebek bu seslerle huzur buluyor, ama ya ailenin psikolojisi? - O. O.: Korkunç! Evde bebek ağlamasın diye bulduğunuz formül, sizi delirten bir şey. Bir de gece yarısı ağlamaya başladığında elektrik süpürgesi çalıştırmanız, komşularınızla problem yaratabilir... Hoş, ağlama sesi de yeterince problem ama...
- Burada bir müzisyen ve seslerle bu kadar haşır neşir biri olarak devreye siz girdiniz herhalde? - O. O.: Hayır, kayınvalidem girdi. Kadıncağız Özüm'e bir buçuk ay boyunca, banyoda tazyikli su altında yemek yedirmeye çalıştığı için bir noktadan sonra koptu. Bana "Ne yapıyorsan yap. Bu sesleri kayıt mı edersin, ne yaparsın bilmiyorum ama banyoda yemek yedirmek istemiyorum," diyerek isyan etti.
- Fikir kayınvalidenizden çıktı yani... - N. O.: Aynen öyle. Yani kendimiz için yaptık. Sürekli o makineyi kaldır, indir, bebek susunca topla... - O. O.: Kayıt aşaması çok komik oldu. Stüdyoya gittim, "Orhan Bey bugün ne kaydedeceğiz?" dediler. Normalde keman kaydedersin, saksafon kaydedersin... Ben, "Getirin elektrik süpürgesini, onu kaydedeceğiz," dedim. Çocuklar da şaşırdı tabii. Süpürgeden çeşitli sesler yarattık, su sesi ekledik, kalp atış sesi ekledik. Altına da huzur veren hafif bir melodi yaptık. Şahane bir şey oldu, koşarak eve geldim..
- CD'yi dinleyen Özüm sustu mu? - O. O.: Hayır susmadı. İşe yaramamıştı. Daha çok ağlamaya başladı (gülüyor). Büyük hayal kırıklığı tabii...
- Siz üç yılda dört albüm denediniz. Ne kadar harcadınız? - O. O.: Bu çalışmaya harcadığım parayla, kesin iki albüm yapardım. 100 bin YTL harcadım. Kendi albümüm için harcadığım para 30 bin dolar civarında oluyor.
- Şimdi bu kolikli bebeklerde işe yarayan bir albüm ama piyasada yok. Nasıl bulacak aileler bunu? - O. O.: Dünyada desibel üzerine, böyle salise salise hesaplanarak yapılmış ilk albüm bu. Kolik için albümler var Avrupa'da ama amatör çalışmalar bunlar. Bu ilk profesyonel çalışma. Bir ilaç firması şimdiden 10 bin tane istedi. Ama biz, biraz daha anlamlı olsun istiyoruz. Yani biz çok çektik ve bunu çeken bilir. İnsanlar kolik konusunda bilinçlensin, bir kampanya ile kolik tanıtılsın istiyoruz. Albümü nasıl çıkaracağımız hakkında görüşmeler sürüyor. - N. O.: Bu albüm çıkacak tabii ama öncesinde bilgilendirme olsun istiyoruz. Albümün içinde de zaten koliği anlatan bir kitapçık olacak. Sponsor görüşmelerimiz sürüyor.
Sonat BAHAR/ HABER MERKEZİ
|